130O halde söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin saatlerinde ve gündüzün çeşitli vakitlerinde de tesbih et. Umulur ki razı olursun. "O halde söylediklerine sabret!" Yüce Allah onların kendisi hakkında: Bir sihirbazdır, bir kâhindir, o bir yalancıdır ve buna benzer sözlerine sabretmesini emretmektedir. Yani onlara aldırma: Çünkü onların azaba uğratılacakları ve öne de alınmayan, sonraya da bırakılmayan belli bir süreleri vardır. Diğer taraftan bunun Savaşı emreden âyet ile nesh olduğu söylendiği gibi, mensuh olmadığı da söylenmiştir. Çünkü Savaşı emreden âyetten sonra kâfirlerin kökünü kurutmamıştır. Aksine onların büyük bir bölümü hayatta kalmaya devam etmiştir. "Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbinİ hamd ile tesbih et." Te'vilcilerin çoğunluğu: Bu beş vakit namaza bir işarettir, demişlerdir. "Güneşin doğmasından önce" ile sabah namazı "ve batmasından önce" ikindi namazı "gecenin saatlerinde" yatsı namazı, "ve gündüzün çeşitli vakitlerinde de" akşam ve öğle namazında "tesbih et!" Çünkü öğle namazı günün ilk bölümünün son vaktinde ve ikinci bölümünün ilk vaktinde kılınır. O bakımdan bu namaz günün iki vaktinde yer almaktadır. Üçüncü vakit ise güneşin batış vakti olup bu da akşam namazı vaktidir. Şöyle denilmiştir: Gündüz iki kısma ayrılmakta olup bunları zeval vakti birbirinden ayırır. Her bir kısmın da iki tarafı (vakti) bulunmaktadır. Zeval vakti esnasında ise biri birinci kısmın son vakti, diğeri ikinci kısmın ilk vakti olmak üzere iki tarafı vardır. O bakımdan burada iki "taraf dan çoğul olarak "etraf diye söz edilmesi, yüce Allah'ın: "İkinizin kalpleri meyletmiş bulunuyor." (et-Tahrîm, 66/4) âyetine benzemektedir. Buna İbn Fûrek, "el-Muşkîl" adlı eserinde işaret etmektedir. Şöyle de denilmiştir: Buradaki "nehâr (gündüz)" cins için kullanılmıştır. Her bir günün bir tarafı vardır, Burada çoğul getiriliş sebebi, bu tarafın her bir günde tekrar edilmesinden ötürüdür. "Gecenin saatlerinde" gecenin anlarında, vakitlerinde demektir. "Saatler" (anlamı verilen): "el-Ânâ"in tekili ise ...diye gelir. Bir kesim de âyet-i kerîmede kastedilenin nafile namazlar olduğunu söylemişlerdir, Bunu da el-Hasen söylemiştir.
"Umulur ki razı olursun." Yani umulur ki sen bu amellere karşılık razı olacağın şeklide mükâfat görürsün, el-Kisaî ve Âsım'dan rivâyetle Ebû Bekr: "Razı edilirsin" dîye "te" harfini ötreli olarak okumuşlardır. Yani sana seni razı edecek şeylerin verilmesi umulur. |
﴾ 130 ﴿