9

İnsanları Allah'ın yolundan saptırmak için büyüklenerek yüz çevirir. Dünyada onun için rüsvaylik vardır. Kıyâmet günü de Biz ona yakıcı ateş azabını tattırırız.

"Büyüklenerek" anlamındaki âyet, hal olarak nasbedilmistir. Bunun iki türlü açıklaması yapılabilir:

1- İbn Abbâs'ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Bu kişi en-Nadr b. el-Hâris'tir. Böbürlenerek ve büyüklenerek o yüzünü haktan başka tarafa çevirmiştir.

2- el-Ferrâ''nın görüşüne göre ifadenin takdiri şöyledir: İnsanlar arasından kimisi yüce Allah'ın zatı hakkında bilgisizce ve yan çizerek tartışır, yani ona gelen öğütten yüz çevirir. Bu açıklamayı da ed-Nehhas zikretmiştir.

Mücahid ve Katade de: Küfre saparak, yüzünü çevirir, diye açıklamışlardır, İbn Abbâs da: Küfürde direnerek kendisine çağrıldığı şeyden yüz çevirir, diye açıklamıştır ki her ikisinin de anlamı birdir.

el-Evzal'nin, Mahled b. Huseyn'den, onun Hişam b. Hassan'dan, onun İbn Abbâs'tan rivâyetine göre, yüce Allah'ın:

"İnsanları Allah'ın yolundan saptırmak için büyüklenerek yüz çevirir" âyeti hakkında şöyle demiştir: Burada kastedilen kişi bid'at sahibi olan kimsedir.

el-Müberred der ki: Âyet-i kerîmede geçen: "Yüz çevirmek" ifadesi boynun bükülmesi demektir. el-Mufaddal ise bu kelime; yan (el-cânib) demektir, der. Arapların; "Filan kişi yan taraflarına bakar" tabirleri de buradan gelmektedir. Kişinin iki yanı ise başından baldırlarına kadar olan bölümü demektir. Aynı şekilde herbir şeyin iki yanı da bu manadadır. Bir kimse senden yüz çevirecek olursa, onun bu halini anlatmak üzere: denilir. Buna göre âyetin anlamı şu olur: Böyle bir kimse tartışmasında haktan yüz çeviren ve ona söylenen hak söz üzerinde düşünmeyi kabul etmeyen bir kimse demektir. Bu da yüce Allah'ın şu âyetlerini andırmaktadır:

"... bunları işitmemiş gibi büyüklenerek yüz çevirir." (Lukman, 31/7);

"Sen onların büyüklenerek yüz çevirdiklerini görürsün." (el-Münafikun, 63/5);

"yüz çevirir ve yan çizer." (el-İsra, 17/83);

"Sonra da gerine gerine taraftarlarının yanına gitmişti." (el-Kiyame, 75/33)

"Allah'ın yolundan" yani yüce Allah'a itaatten

"saptırmak için büyüklenerek yüz çevirir" âyetindeki: " Saptırmak için" ifadesi (kendisi sapmak için anlamına gelecek şekilde) "ya" harfi üstün olarak da okunmuştur. Buradaki lâm "lâm-ı akıbef'dir. Yani o tartışır ve sonunda saptırır, (diğer okuyuşa göre sapar). Bu da yüce Allah'ın şu âyetindeki "larn" harfine benzer:

"Çünkü sonunda onlara bir düşman, bir tasa olacaktı" (el-Kasas, 28/8) yani sonunda onlara bu şekilde oldu. Bunun bir diğer benzeri de yüce Allah'ın:

"İçinizden bir grub Rabblerine şirk koşuverirler. Nankörlük etsinler diye" (en-Nahl, 16/54-55)

"Dünyada onun İçin rüsvaylık vardır." Yani kıyâmet gününe kadar mü’minler tarafından kötü ve çirkin bir şekilde anılacağından ötürü, onun için aşağılanmak ve zelil olmak söz konusudur. Nitekim yüce Allah bir başka yerde şöyle buyurmaktadır:

"Sakın itaat etme, çokça yemin eden aşağılık ve değersiz her kişiye" (el-Kalem, 68/10);

"Ebû Leheb'in iki eli kurusun, kendisi de helâk oldu zaten." (el-Mesed, 111/1)

Burada "rüsvaylık"ın öldürülmek anlamında kullanıldığı da söylenmiştir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) en-Nadr b. el-Hâris'i Bedir günü -daha önce el-Enfal Sûresi'nde geçtiği üzere- ölüme mahkûm etmişti.

"Kıyâmet günü de Biz ona yakıcı ateş azabını" yani cehennem ateşini

"tattırırız."

9 ﴿