13(İftirada bulunanlar) buna dair dört şahit getirmeli değil miydiler? Şahitleri getiremediklerine göre onlar Allah katında yalancıların tâ kendileridir. 9- Böyle Bir İddianın İsbatlanması İçin Dört Şahit Gerekir; "Buna dair dört şahit getirmeli değil miydiler?" âyeti iftirada bulunanlar için bir azardır. "Değil miydi?" lâfzı, "niye ... medi, anlamındadır. Yani niye ileri sürdükleri iftira hakkında dört şahit getirmediler. Bu ifade daha önce geçen ilk hükme râci'dir ve iftira (kazf) âyetinde geçen âyetlere atıf söz konusudur. 10- İftiralarını Dört Şahit Getirerek İspatlayamayanların Cezası: "Şahitler(ini) getiremediklerine göre onlar, Allah katında yalancıların tâ kendileridir." Yani onlar Allah'ın hükmü gereğince yalancıdırlar. Kişi iddiasında doğru olmakla birlikte, buna dair delil ortaya koymaktan acze düşebilir. Ancak böyle bir kimse, yüce Allah'ın bilgisinde böyle olmasa dahi, şeriatın hükmü ve işin zahirine göre yalancı sayılır. Şanı yüce Allah da hadleri dünyada teşri' buyurduğu hükümlere göre tertib etmiştir; gerçek mahiyetiyle İnsana dair bilgisi gereğine göre değil. Bu âhiretteki hükümlere esas teşkil eder. Derim ki: Bu hususu güçlendirip pekiştiren delillerden birisi de Buhârî'nin kaydettiği şu rivâyettir; Ömer b. el-Hattâb (radıyallahü anh) dedi ki: Ey İnsanlar! Gerçek şu ki, artık vahiy kesilmiştir ve biz, sizleri amellerinizden bizim için açığa çıkanlar sebebiyle sorumlu tutacağız. Kim bize hayır izhar ederse, biz de onu güvenlik altında bulundurur ve onu yakınlaştırırız. Onun içinde sakladıkları ile bizim hiçbir ilgimiz yoktur. İçinde sakladıkları dolayısıyla onu hesaba çekecek olan Allah'tır. Kim de bize kötü bir şey izhar edecek olursa, bu hususta onu emniyet altında tutmaz ve onu tasdik etmeyiz. İsterse içinin güze) olduğunu söylemiş olsun. Buhârî, Şehâdât 5 İlim adamları icmâ' ile dünya ahkâmının zahire göre olduğunu, içte saklananların hakkındaki hükmü de yüce Allah'ın vereceğini kabul etmişlerdir. |
﴾ 13 ﴿