12

O ateş, onları uzaktan görünce, onun büyük bir öfke ile çıkardığı şiddetli uğultusunu İşiteceklerdir.

"O ateş onları uzaktan" beş yüz yıllık bir mesafeden

"görünce, onun büyük bir öfke ile çıkaracağı, şiddetli uğultusunu işiteceklerdir." Denildiğine göre âyetin anlamı şudur: Onlar cehennemi göreceklerinde, kendilerine karşı oldukça öfkeli bir şekilde çıkaracağı sesini işiteceklerdir.

Bir diğer açıklamaya göre cehennemin bekçileri onları göreceğinde, onları azaplandırmak üzere duyacaktan şiddetli istekleri dolayısıyla, öfkeli bir şekilde çıkaracakları şiddetli seslerini işiteceklerdir.

Ancak birinci açıklama daha doğrudur. Çünkü merfu olarak gelen rivâyete göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim kasti olarak benim aleyhimde bir yalan uyduracak olursa cehennemin iki gözü arasında kendisine bir yer seçsin." Ey Allah'ın Rasûlü! Onun iki gözü var mıdır? diye sorulunca, şöyle buyurdu: "Sizler yüce Allah'ın: "O ateş onları uzaktan görünce, onun büyük bir öfke ile çıkaracağı şiddetli uğultusunu İşiteceklerdir" âyetini hiç duymadınız mı? Cehennem ateşinden gören iki gözü ve konuşan bir dili bulunan bir boyun uzanacak ve şöyle diyecektir: "Ben Allah ile birlikte başka bir ilâh edinen herkesi azaplandırmak üzere görevlendirildim." Şüphesiz o, kuşun susam tanesini görüp bilmesinden daha İleri derecede onları görür."

Bir başka rivâyette de şöyle denilmektedir: "Cehennemden bir boyun çıkar ve kuşu susam tanesini gagalaması gibi, kâfirleri yakalar." Bunu Rezîn, Kitab'ında zikretmiş, İbnu'l-Arabî "el-Kabes" adlı eserinde sahih olduğunu belirtmiş ve şöyle demiştir: Yani kuş susam tanesini topraktan ayırdedebildiği gibi; bu boyun da cehennemlikleri insanlar arasında böylece bilip tanıyacaktır.

Bu hadisi Tirmizî de Ebû Hüreyre yoluyla şöylece nakletmektedir; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kıyâmet gününde gören iki gözü, işiten İki kulağı ve konuşan bir dili bulunan bir boyun cehennem ateşinden çıkacak ve şöyle diyecektir: "Ben üç kişiyi (yakalayıp, azaplandırmak) ile görevlendirildim: İnatçı herbir zorbayı, Allah ile birlikte başka bir ilâh çağıran herbir kimseyi ve suret yapıcılarını." Bu hususta Ebû Said yoluyla gelen bir başka rivâyet de vardır. Ebû Îsa (et-Tirmizî) dedi ki: Bu hasen, garib ve sahih bir hadistir. Tirmizî, IV, 701

el-Kelbî dedi ki: Onlar tıpkı Âdemoğullarının öfkelenmesini andıran öfkeli uğultusunu ve merkep sesini andıran sesini işiteceklerdir.

Âyette bir takdim ve tehir olduğu da söylenmiştir, Onlar, onun öfkeli sesini işitecekler ve onun kendilerine karşı öfkelendiğim bilecekler.

Kutrub der ki: Öfkelenme işitilmez, görülür. Âyetin anlamı şöyledir: Onlar, öfkelendiğini görecekler ve onun şiddetli uğultusunu işiteceklerdir. Şairin şu beyitinde olduğu gibi:

"Ve ben Savaşta gördüm senin kocanı,

Bir kılıç ve bir mızrak kuşanmış olduğu halde."

Kılıç kuşanmış ve mızrak taşımış olduğu halde (onu gördüm) demektir, Buradaki; "Uğultusunu İşiteceklerdir" ifadesinin, içinde böyle bir uğultu işiteceklerdir, anlamında olduğu da söylenmiştir. Onun içinde bir öfke sesi ve azâb edilenlerin hırıltılarını işiteceklerdir demektir. Nitekim yüce Allah:

"Onlar orada yüksek hırıltılarla ve inleyerek solurlar" (Hud, 11/106) diye buyurmaktadır. Hud Sûresi'nde kullanılan "fi" cer harfi ile bu âyette kullanılan "lâm" cer harfi ise birbirine yakındır. Nitekim: "Bu işi Allah yolunda Allah için yaparım" denilir.

12 ﴿