16

Orada onlar için -kendileri ebedi kalmak üzere- diledikleri herşey vardır. Bu Rabbinin yerine getirmesi istenen bir vaadidir.

"Orada onlar için -kendileri ebedi kalmak üzere" nimet türünden

"diledikleri herşey vardır." el-Kelbî dedi ki: Yüce Allah, mü’minlere amellerinin karşılığı olarak cenneti vaadetmiştir. Onlar onun bu vaadini ondan isteyerek:

"Rabbimiz, bize peygamberlerin aracılığıyla vaadettiğini de ver." (Al-i İmrân, 3/194) diye dua etmişlerdir. İbn Abbâs'ın açıklaması da bu anlamdadır.

Bir diğer açıklamaya göre melekler onlar İçin cenneti isteyeceklerdir. Bunun delili de yüce Allah'ın:

"Ve ey Rabbimiz, onları da... kendilerine vaadettiğin Adn cennetlerine girdir" (el-Mu'min, 40/8) âyetidir. Bu da Muhammed b. Ka'b el-Kurazî'nin görüşüdür.

Yüce Allah'ın:

"Bu, Rabbinin yerine getirmesi istenen bir vaadidir" âyetinin şu anlama geldiği söylenmiştir: Bu vaad yerine getirilmesi gerekli bir vaaddir. İstenmese dahi bu böyledir, tıpkı borç gibidir. Araplardan: Elbetteki ben sana bin (dirhem) vereceğim, dedikleri (böylece bir borç ödeme taahhüdünde bulunurcasına kesin bir ifade kullandıkları) nakledilmiştir.

Bir diğer açıklamaya göre; "bu Rabbinin yerine getirmesi istenen bir vaadidir" âyeti, bu senin için hakedilmiş bir vaaddir. Bundan dolayı sen onu (dualarında) istemelisin.

Zeyd b. Eslem dedi ki: Onlar dünyada iken Allah'tan cenneti dilediler ve dualarında o cennette olan isteklerini dile getirdiler. Yüce Allah da âhirette onların isteklerini kabul buyuracak ve dileklerini kendilerine verecektir. Bu da bu husustaki birinci görüşün kapsamındadır.

16 ﴿