19"Ve işlediğin o İşi de yaptın. Sen nankörlerdensin." Daha sonra "ve islediğin o işi de yaptın" sözleri ile Kıptî'yi öldürdüğünü ana söyletmeye çalıştı. Bu âyetteki "lâfzında "fe" harfinin üstün olması bu fiilden bir defa yapmayı anlatan kip (bina-i merre) olmasından dolayıdır. en-Nehaî bunu şeklinde "fe" harfini esreli diye okumuş ise de üstün okunması daha uygundur. Çünkü bu bir defa o işi yapmayı anlatmaktadır. Esreli okunuş ise hey'et ve hal bildirir. Yani sen bildiğin o işi yaptığına göre ve biz senin halini bildiğimize göre nasıl olur da Allah'ın seni rasûl olarak gönderdiğini iddia edebilirsin? Şair de şöyle demektedir: "Onun komşusunun evinden yürüyüşü sanki, Bulutun geçmesidir; ne ağır, ne de acele." Burada yürüyüş "fi'le" vezninde olup, hey'eı ve hal bildiriyor. Böylelikle "fa'le'nin esmeli değil de, üstün okunuşunun daha uygun olacağım anlatmaktadır "(........): Bu ridde ve redde günleri olmuştu" da denilir. (Fi'le ve fa'le vezinlerinde kullanılabilir). "Sen nankörlerdensin." ed-Dahhak dedi ki: Yani sen Kıptî'yi öldürmek suretiyle nankörlerden oldun. Zira senin onu öldürmen helal değildi. Benim senin üzerindeki terbiyem ve sana iyilikte bulunma nimetlerime karşı sen nankör idin, diye de açıklanmıştır. Bu açıklamayı İbn Zeyd yapmıştır. el-Hasen dedi ki: "Sen nankörlerdensin" yani benim, senin ilâhın olduğunu inkar edenlerdensin. es-Süddî ise: "Sen Allah'ı inkar eden kâfirlerdensin" diye açıklamıştır, Çünkü sen bizimle birlikte şu ayıplamış olduğun dinimiz üzere idin. Mûsa (aleyhisselâm)'ın Kıptî'yi öldürmesinden sonra çıkıp gitmesi ile peygamber olarak geri dönmesi arasında bir kaç ay eksiği ile onbir yıllık bir süreyi bulmuştu. |
﴾ 19 ﴿