49

Onlar kendi aralarında Allah adına yemin ederek dediler ki; "Ona ve aile halkına gece baskın yapalım, sonra da velisine: 'Biz aile halkının helâk edildikleri yere bile şahit olmadık. Biz gerçekten doğru söyleyenlerdeniz' diyelim."

"Onlar kendi aralarında Allah adına yemin ederek dediler ki; Ona ve aile halkına gece baskın yapalım." Buradaki "Kendi aralarında... yemin ederek'in müstakbel bir fiil olması mümkündür. O zaman bu bir emir olur, yani biri diğerine yemin ediniz, dedi. Bununla birlikte hal manasında mazi bir fiil de olabilir. Sanki: Onlar Allah adına kendi aralarında yemin ederek dediler ki... denilmiş gibi olur. Bu yorumun delili ise Abdullah (b. Mes'ûd)'ın şu şekildeki kıraatidir: "Bozgunculuk yapan fakat ıslah etmeyen dokuz kişi vardı, onlar kendi aralarında Allah adına yemin ettiler." Onun bu kıraatinde "dediler ki" lâfzı bulunmamaktadır.

"Ona ve aile halkına gece baskın yapalım, sonra da velisine... diyelim" buyrukları genel olarak her ikisinde de "nûn" (cem-V mütekellim) ile okunmuştur. Ebû Hatim de bunu tercih etmiştir. Hamza ve el-Kisaî ise her iki fiili "te" ile, "te" ve "lâm" harfini hitab olmak üzere ötreli okumuşlardır. Yani onlar kendi aralarında böylece birbirlerine hitab ettiler. Bunu da Ebû Ubeyd tercih etmiştir.

Mücahid ile Humeyd her iki fiili "ya" ile okumuşlar, "ya" ve "lâm" harflerini de haber vermek üzere ötreli okumuşlardır. "Te" ile okuyuşun anlamı: Gece aile halkına baskın yapacaksınız... diyeceksiniz; şeklinde, "ya" harfi ile okuyuş gece baskın yapacaklar... diyecekler demek olur.

"Velisine" lâfzının anlamı Salih'in kanını taleb etmek velayetine sahip yakınları, akrabaları demektir.

"Biz aile halkının helâk edildikleri yere bile şahit olmadık." Orada bulunmadık, onu, aile halkını kimin öldürdüğünü bilmiyoruz.

"Biz gerçekten" onun öldürülmesi hakkında bilgi sahibi olmadığımız hususunda

"doğru söyleyenleriz."

"Helâk edilme yeri" anlamındaki lâfız "mim" harfi üstün değil de ötreli olarak da; şeklinde okunmuştur ki, bu helâk etme, edilme anlamındadır. Yer anlamına gelmesi de mümkündür. Âsım ve es-Sülemi de, helâk olmak anlamında "mim" ile "lâm" harfini üstün olarak okumuşlardır. Mesela; "Vurdu, vurur, vurmak" denilir. el-Mufaddal ile Ebubekir ise mim harfini üstün, "lâm" harfini de esreli okumuşlardır. O takdirde bu "oturma yeri" demek olan "meclis" gibi, mekan ismi olur. Mastar olması da mümkündür. Bu da yüce Allah'ın:

"Dönüşünüz ancak O'nadır" (Yûnus, 10/4) âyetinde mastar anlamında olduğu gibi.

49 ﴿