8Biz insana ana-babasına iyi davranmasını tavsiye ettik. Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan bir şeyi Sana ortak koşman için seni zorlarlarsa onlara itaat etme. Dönüşünüz yalnız Banadır, yaptıklarınızı size haber vereceğim, "Biz insana ana-babasına iyi davranmasını tavsiye ettik." Tirmizî'nin rivâyetine göre bu âyet-i kerîme Sa'd b. Ebi Vakkas hakkında nâzil olmuştur. Sa'd b. Ebi Vakkas: Hakkımda dört âyet-i kerîme nazil olmuştur deyip bir olay anlattı. Sa'd'ın anası dedi ki: Allah (anne babaya) iyi davranmayı emretmedi mi? Allah'a yemin ederim ben ölünceye yahut sen kâfir oluncaya (Muhammed'i inkâr edinceye) kadar bir şey yemeyecek bir şey içmeyeceğim. (Sa'd) dedi ki: Ona bir şeyler yedirmek istedikleri vakit ağzını açmak için bir tahta parçası sokarlardı... Bunun üzerine şu: "Biz insana ana-babasına iyi davranmasını tavsiye ettik" âyeti nazil oldu. Ebû Îsa (et-Tirmizî) dedi ki; Bu hasen, sahih bir hadistir Tirmizî, V, J41; Müsned, I, 1H5; Müslim, IV, 1878 (kısmen) Yine Sa'd'ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir. Ben anneme karşı çok iyi davranırdım, Müslüman oldum, bu sefer o; Ya dinini terkedersin, yahutta ben de ölünceye kadar bir şey yemeyecek ve içmeyeceğim. Böylece bana bu yaptıkların dolayısıyla sen de ayıplanacaksın, "ey anasının katili!" denilecek. Bir kaç gün bu şekilde kaldı, sonunda ona: Anacağım dedim. Senin yüz tane canın olsa ve bunların biri diğerinin arkasına çıksa yine de ben bu dinimi terkedecek değilim. İstersen ye, istemiyorsan yeme. Benim halimi görünce yemek yedi ve: "Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan birşeyi sana ortak kısman için seni zorlarlarsa..." âyeti nazil oldu. İbn Kesîr, Teftir, III, 446, Taberânî, Kitabu'l-lşre'den naklen. İbn Abbâs dedi ki: Âyet-i kerîme Ebû Cehil'in anne bir kardeşi Ayyaş b. Ebi Rebia hakkında nâzil olmuştur, o da böyle bir şey yapmıştı. Yine ondan rivâyete göre bu âyet-i kerîme bütün ümmet hakkında inmiştir. Zira yüce Allah'ın belâlarına karşı ancak sıddîklar sabreder. "iyi davranmasını" lâfzı Basralılara göre tekrar (fiilin tekrarı) dolayısıyla nasbedilmiştir. Yani; "Ve Biz ona iyilik tavsiye ettik" demektir. Bunun kat' üzere olduğu ve ifadenin takdirinin; Ve Biz ona iyilikle tavsiye ettik" şeklinde olduğu da söylenmiştir. Bu da "ona hayır tavsiye ettim" derken; demek gibidir ki; anlamındadır, Kûfeliler ise şöyle demişlerdir: Bu; " Biz insana iyilik yapmasını tavsiye ettik" takdirindedir. Buna göre onun için bir fiil takdir edilmiş olur. Şair de şöyle demektedir: "Ben Dehmâ'ya hayret ettim, çünkü bizi şikayet ediyor, Ebû Dehmâ'ya da hayret ettim, o da bize hayır tavsiye ediyor. Dehmâ hakkında; sanki bizden korktular." Bu da; o bize ona hayırlı bir şekilde davranmamızı tavsiye ediyor, anlamındadır. Yüce Allah'ın: "Boyunlarını... sıvazlamaya başladı" (Sâd, 38/133) âyetinde olduğu gibi. Bu da; "Bir şekilde sıvazlamaya başladı" demektir. İfadenin takdirinin: Biz ona güzel bir iş ve davranış tavsiye ettik, anlamında olduğu da söylenmiştir. Bu durumda sıfat mevsufun yerine geçirilmiş ve muzaf hazfedildikten sonra, muzafun ileyh de onun yerine getirilmiş olur. Anlamının: "Biz ona güzel davranma zorunluluğunu koyduk" şeklinde olduğu da söylenmiştir. "Güzel davranma" âyeti genel olarak "ha" ötreli ve sin harfi de sakin olarak okunmuştur. Ancak Ebû Recâ, Ebû'l-Aliye ve ed-Dahhak "ha" ve "sin"i üstün okumuştur. el-Cahderî ise mastar olarak;diye okumuştur. Ubeyy'in Mushaf ında da böyledir. İfadenin de takdiri: "Biz İnsana annesine babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik" şeklinde olup burada ("iyilik" anlamındaki lâfız): "tavsiye ettik" ile nasb edilmiş değildir. Çünkü bu fiil hakettiği iki mef'ûlünü almıştır, "Dönüşünüz yalnız Bana'dır." Bu küfür ve nankörlük hususlarında anne-babaya itaat edilmesi halinde tehdit manasınadır, "Dönüşünüz yalnız Banadır. Yaptıklarınızı size haber vereceğim." |
﴾ 8 ﴿