5Allah'ın yardımı dolayısı ile. O, dilediğine yardım eder. O Azizdir, Rahîmdir. "Üç ila dokuz yıl arasında" âyetinde yer alan; "Üç ila dokuz" lâfzından müzekker ile müennesin arasındaki farkı göstermek maksİsmi ile "he" harfi hazfedilmiştir. Buna dair açıklamalar, daha önceden Yusuf Sûresi'nde (12/42. âyet, 4. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır. "Yıl(lar)" lâfzında "nun" harfinin üstün gelmesi cem'i müzekker-i salim oluşundan dolayıdır. Araplar arasından; şeklinde (yıllar anlamındaki lâfzı esreli olarak) okuyarak "Gıslîn" kelimesine benzeterek kullananlar da vardır. "Yıl" anlamındaki "sene"nin akıl sahibi varlıklar gibi "vav, nun ve ya, nun" ile çoğul yapılma'sının câiz oluşu, bundan bir harfin hazfedilmiş olması ve bu şekilde çoğul yapılmak suretiyle tekilinde meydana getirilmiş eksikliğin bedeli olarak kullanılmasından ötürüdür. Çünkü "Yıl"ın aslı; ya da dır. (Çoğul halinde) "sin" harfinin esreli gelmesi ise, çoğulunun, kıyasa göre gelmesi gereken benzerlerinin dışında bir surette gelmiş olmasından ötürüdür, Basralı nahivcilerin görüşü budur. el-Ferrâ'nın ise bu "sin" harfini öterli okuması gerekir. Çünkü o: Ötre, "vav"a delalet eder. Burada ise iki görüşten birisine göre "sene" lâfzından bir "vav" hazfedilmiştir. Bununla birlikte bildiğimiz kadarıyla herhangi bir kimse bu kelimeyi ötreli okumuş değildir. "Önünde de, sonunda da emir Allah'ındır" âyetinde yüce Allah, mutlak olarak yanlız başına kadir olduğunu, âlemde görülen galibiyet ve buna benzer hususların ondan ve onun iradesi ve kudretiyle gerçekleştiğini haber vererek: "Önünde de, sonunda da" bu galibiyetten önce de, sonra da "'emir" hükümleri gerçekleştirmek "Allah'ındır" diye buyurmaktadır. Bir diğer açıklama da şöyledir: Herşeyden önce ve herşeyden sonra emir Allah'ındır. "Önünde de, sonunda da" anlamındaki âyetler, damme üzere mebni iki zarftırlar. Çünkü bunlar kendilerine izafe edilenin hazfedilmesi suretiyle marife olmuşlar ve böylelikle hazf olunanın anlamını da ihtiva etmiş oldular. Bu yönleriyle İsimlerin marife oluşuna göre farklılık arzederek, muhtevaların kendilerine yükletilmesi (tadmîn) bakımından da harflere (edatlara) benzer hale girdikleri için mebnî oldular. Ayrıca nekre olup, kendisine izafe yapıldığı takdirde binası ortadan kalkması açısından, müfred münadaya benzediklerinden, özellikle damme ile harekelendiler. Bununla birlikte; "Önceden de, sonradan da..." denilmesi mümkündür. el-Kisaî, Beni Esed'den bazılarının "Önceden de, sonrasından da emir Allah'ındır" ifadesinin birincisini (önceden lâfzını) tenvinli ve mecrur, ikincisini ise tenvinsiz ve ötreli (madmum) diye kullandıklarını nakletmiştir. el-Ferrâ'' ise her ikisi de tenvinsiz ve esreli olarak; "Önceden de, sonradan da" diye bir kullanım nakletmekte, ancak en-Nehhâs bunu kabul etmeyip, reddetmiş ve şunları söylemiştir: Bu bahiste el-Ferrâ'nın Kur'ân'a dair yazmış olduğu eserinde yanlış oldukları açıkça ortada bulunan birçok kanaati vardır, Bunlardan birisi de onun: Önceden de, sonradan da.,." şeklindeki kullanımın câiz olduğunu iddia etmesidir Merhum Kurtubî'nin Tefslri'nin elimizdeki baskılarında, pek açık olmayan ve en-Nehhâs'tan nakledildiği belirtilen bu ibareler, en-Nehhâs'ın Î'râbu'l-Kur'ân, II, 579'daki ifadeler esas alınarak tercüme edilmiştir. Ayrıca el-Ferrâ''nın bu husustaki açıklamalarını örnekleriyle görmek isteyenler onun Meâni'l-Kur'ân, (I, 319 vd.) adlı eserine bakabilirler. Ancak câiz olan şekil ikisi de nekre olmak üzere; şeklidir. ez-Zeccâc: Bunun anlamı; "Önceden de, sonrasından da..." seklindedir, der. "O günde mü’minler sevineceklerdir; Allah'ın yardımı dolayısı ile." Buna dair açıklamalar daha önceden sözkonusu edilmişti. "O, dilediğine" yani dostlarından dilediği kimselere "yardım eder." Çünkü O'nun yardımı gerçek dostlarının, düşmanlarına galip gelmesi haline mahsustur. Düşmanlarının, dostlarına galip gelmesi ise, O'nun yardımı ile değildir. Bu sadece bir ibtüâdır. Buna bazen zafer ismi da verilebilir. "O" intikamında "Aziz'dir" kendisine itaat eden kimselere "Rahîmdir." |
﴾ 5 ﴿