7

Dünya hayatından görünen kısım bilirler. Fakat âhiretten yana gafil olanların tâ kendileridir onlar.

Daha sonra yüce Allah, onların ne kadarını bildiklerini açıklamak üzere şöyle buyurmaktadır:

"Dünya hayatından görünen kısmı bilirler." Yani onlar geçim ve dünyalıklarıyla ilgili işleri bilirler. Ne zaman ekeceklerini, ne zaman biçeceklerini, nasıl ağaç dikip nasıl bina yapacaklarını bilirler. Bu açıklama İbn Abbâs, İkrime ve Katade tarafından yapılmıştır. ed-Dahhak dedi ki: Bu, dünyada saraylar yapmak, ırmakların akacakları kanalları açmak, ağaçlarını dikmesini bilmektir. Anlam birdir. Bir diğer açıklamaya göre maksat, şeytanların kendilerine dünya semasından hırsızlama birtakım hususları duydukları sırada dünya işleri ile ilgili yaptıkları telkinler ve bildirdikleri hususlardır. Bu açıklamayı da Saîd b. Cübeyr yapmıştır. Bunun yüce Allah'ın:

"Yoksa sözün zahirini mi..." (er-Ra'd, 13/33) âyetinde olduğu gibi; açık olanını da, gizli olanını da... anlamındadır.

Derim ki: İbn Abbâs'ın açıklaması "dünya hayatının görünenfni açıklamaya daha uygundur. Öyle ki el-Hasen şöyle demiştir: Allah'a yemin ederim onlardan herhangi birisinin dünyaya dair bilgisi, dirhemin sahte olup olmadığını anlayıp, onun ağırlığını sana söyleyebilecek hale gelmiş oldukları halde doğru dürüst namaz kılmasını dahi bilemez,

Ebû'l-Abbas el-Müberrid dedi ki: Kisra günlerini paylaştırarak şöyle demiştir: Rüzgarlı gün uyumaya, bulutlu gün avlanmaya, yağmurlu gün içip eğlenmeye, günlük güneşlik gün ise ihtiyaçları görmeye elverişlidir. İbn Haleveyh dedi ki: Onlar, dünyalarının siyasetini ne kadar da iyi bilen kimselermiş; onlar dünya hayatının ancak zahir olanını bilirler.

"Fakat âhiretten" yani ona dair bilgi sahibi olup onun için amelde bulunmaktan

"yana gafil olanların tâ kendileridir."

Bir şair şöyle demiştir:

"Büyük bir beladır, senin bir arkadaşının,

İşiten ve gören bir adam suretinde olup da,

Malına gelecek herbir musibet noktasında uyanık olduğu halde,

Dinine gelen musibetin ise farkına varmaz."

7 ﴿