10

O, gökleri, onları gördüğünüz şekilde, direksiz yarattı. Sizi sallamasın dîye yere de yüksek ve sabit dağlar koydu. Orada her canlıdan yaydı. Gökten de bir su İndirip orada her türden güzel bitkiler bitirdik.

"O, gökleri, onları gördüğünüz şekilde, direksiz yarattı" âyetinde yer alan:

"Onları gördüğünüz" âyeti

"direk" lâfzına sıfat olmak üzere cer mahallindedir. Buna göre görülmemekle birlikte direklerin var olmast mümkündür. Diğer taraftan "gÖkler"den hal olarak nasb mahallinde de olması mümkündür. O takdirde hiçbir şekilde direklerin varlığından sözedİ-lemez.

en-Nehhâs dedi ki: Ben Ali b. Süleyman'ı şöyle derken dinledim: Evla olan "gördüğünüz" anlamındaki lâfzın müste'nef (yeni bir başlangıç) olması ve ortada herhangi bir direğin bulunmamasıdır. Bu açıklamayı Mekkî yapmıştır. Bu durumda

"direksiz" anlamındaki lafızda ifade tamam olmaktadır. Bu âyet-i kerîmeye dair açıklamalar daha önceden er-Ra'd Sûresi'nde (13/2. âyetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.

"Sizi sallamasın diye yere de yüksek ve sabit dağlar koydu" âyetindeki:

"Sallamasın diye" âyeti nasb mahallindedir. Sizi sallamasını istemediğimizden ötürü, demektir. Kûfeliler ise bunu; "Sallamasın diye" takdiriyle kabul etmektedirler Âyette lafiî anlam: "Sallasın diye" şeklindedir. Ancak bu anlamın kastedilmediği açıktır. Bu bakımdan hazfedildiği kabul edilen lâfızlar takdir edilmiştir. Her iki takdire aynı meali verişimizin sebebi, anlam itibariyle arada fark bulunmadığındandır.

"Orada her canlıdan yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel bitkiler bitirdik" âyeti ile ilgili olarak İbn Abbâs'ın, güzel olan herbir renkten bitirdik, diye açıklaması nakledilmiştir. en-Nehaî maksadın, insanlar olduğu kanaatine sahip olup böylece yorumlamıştır, Çünkü insanlar yerden yaratılmışlardır. O şöyle demiştir: İnsanlar arasından cennete giden kimse, güzel bitki demektir. Onlardan cehennem ateşine gidecek olan kimse de adi ve bayağı kimse demektir. Bir başkası ise bunu nutfenin topraktan yaratılmış olduğu şeklinde yorumlamıştır. Kur'ân'ın zahiri de buna delâlet etmektedir.

10 ﴿