43O, sizi karanlıklardan nura çıkarmak için size salât getirendir, melekleri de. O, mü’minlere çok merhametlidir. "O, size salât getirendir" âyeti ile ilgili olarak İbn Abbâs dedi ki: Yüce Allah'ın: "Şüphesiz Allah ve melekleri peygambere salât ederler." (el-Ahzab, 33/36) âyeti nazil olunca muhacirler ve ensar şöyle dediler: Ey Allah'ın Rasûlü, bu sana özeldir. Bizim bunda herhangi bir payımız yoktur. Bunun üzerine yüce Allah bu âyet-i kerîmeyi indirdi. Derim ki: Bu da yüce Allah'ın bu ümmet üzerindeki en büyük nimetlerden bir nimettir. Aynı zamanda bu ümmetin diğer ümmetlerden daha üstün oluşuna da bir delildir. Yüce Allah bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır: "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz." (Âl-i İmrân, 3/110) Allah'ın kula salât getirmesi, ona rahmet buyurması ve ona bereketler vermesidir. Meleklerin salâtı ise mü’minlere dua etmeleri, onlar için Allah'tan mağfiret dilemeleridir. Nitekim yüce Allah: "Mü’minlere de mağfiret dilerler" (el-Mu'min, 40/7) diye buyurmaktadır ki, ileride gelecektir. Hadîs-i şerîfte de belirtildiğine göre İsrailoğulları Mûsa (aleyhisselâm)'a sordular: Rabbin salat getirir mi? diye. Bu Mûsa'ya çok büyük ve ağır geldi. Yüce Allah ona şunu vahyetti: "Benim salâtım şu ki, rahmetim gazabımı geçmiştir." Hadisin sadece: "Rahmetim gazabımı geçmiştir" anlamına tekabül eden kısmıyla: Buhari, VI, 2475; Müslim, IV, 2108; İbn Mâce, I, 67; Taberanî, Evsat, III, 189; Müsned, II, 257, 259, 397, 466... Bunu en-Nehhâs zikretmiştir. İbn Atiyye dedi ki: Bir kesimin rivâyet ettiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a: Ey Allah'ın Rasûlü, Allah'ın kullarına salâtı nasıldır? diye sormuşlar, o da şöyle cevab vermiş: "(Ben) subbuh(ım), kuddus(ım), rahmetim de gazabımı geçmiştir" Abdurrezzak, Mûsannaf, II, 162. (ifadesinden sonra peygambere ait sözün hangisi olduğu hususunda) farklı görüşler vardır. Bir görüşe göre bu, yüce Allah'ın kelamı kapsamı içerisindedir ve kullarına salatı böyledir. Bir diğer görüşe göre "subbuh ve kuddus" Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın sözlerindendir. O yüce Allah'ın salatını ifade eden lâfzı dile getirmeden önce bunları söylemiştir. Yüce Allah'ın salatı ise "rahmetim gazabımı geçmiştir" ifadesidir. Bu bakımdan soru soran kimsenin yüce Allah'ın kuluna salât getirmesi ile ilgili olarak, Allah'a yakışmayacak bir manayı anladığı izlenimi uyandığından dolayı böyle demiş, önce bu hususa dair haber vermeden tenzih ve ta'zim ile sözlerine başlamıştır. "Sizi karanlıklardan nura" yani sapıklıktan hidâyete "çıkarmak için." Bunun anlamı ise, hidayet üzere sebat vermektir. Çünkü onlar bu hitab zamanında hidayet üzere idiler. Daha sonra yüce Allah, mü’minlerin kalblerine teselli olmak üzere mü’minlere olan rahmeti hakkında da: "O, mü’minlere çok merhametlidir" diye buyurmaktadır. |
﴾ 43 ﴿