67Diyecekler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Onlar da bizi yoldan saptırdılar." el-Hasen de: "Yöneticilerimize" anlamındaki kelimeyi şeklinde: "Yöneticiler, efendiler" lâfzının (çoğulun) çoğulu olmak üzere "te" harfini esreli okumuştur. Bu ifade geçmişleri taklidden sakındırmaktadır. Bu da; 'in çoğulu olup "feale" veznindedir. Tıpkı "ketebe (yazıcılar) ve fecera" gibi. el-Hasen'in okuyuşuna göre ise, bu cem'in de cem'idir. Bu kelime bir anlamıyla büyükler demektir. Katade de şöyle açıklamıştır: Bunlar Bedir Gazvesi'nde (katılan müşriklere) yemek yediren kimselerdir. Ancak daha zahir olan bunun şirk ve sapıklıkta önder ve başkan olan kimseler hakkında umumi olduğudur. Yani biz onlara sana isyan etmek hususunda ve bizi kendisine davet ettikleri şeylerde itaat ettik. "Onlar da bizi yoldan saptırdılar." Doğru yol olan tevhidden uzaklaştırdılar. Burada fiilin mef'ûle "...dan" harf-i cerri ile geçiş yapması sözkonusu olduğu halde, harf-i cer hazfedildiğinden fiil doğrudan mef'ûlü etkileyerek onu nasbetmiştir. "İdlâl: saptırmak" ise, araya bir harf-i cer getirmeden, ikinci bir mef'ûle geçiş yapmaz. Yüce Allah'ın: "Beni zikirden o saptırdı" (el-Furkan, 25/29) âyetinde olduğu gibi. |
﴾ 67 ﴿