20Derken şehrin uzak bir yerinden bir adam koşarak gelip: "Ey kavmim! Elçilere tabi olun" dedi. "Derken şehrin uzak bir yerinden bir adam koşarak gelip..." Buradaki adam Habib b. Murrî'dir. Marangoz idi. Bunun dokumacı olduğu veya kassar (elbise ağartan) olduğu da söylenmiştir. İbn Abbâs, Mücahid ve Mukâtil derler ki: Bu marangoz Habib b. İsrail idi. Put yontardı. O Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a altıyüz sene öncesinden îman edenlerdendir. Nitekim büyük Tubba' ile Varaka b. Nevfel ve başkaları da böyle îman etmişlerdi. Halbuki (bunlardan başka) hiçbir peygambere peygamber olarak ortaya çıkmadan önce kimse îman etmiş değildir. Vehb dedi ki: Habib cüzzamlı idi, evi de şehrin en uzak kapılarından bir kapının yakınında idi. Yetmiş yıldan beri putlara ibadet ediyor, onlara dua ediyordu. Belki bu putlar ona acırlar ve bu hastalığını giderirlerdi, fakat onun bu duası kabul olunmadı. Elçileri görünce, elçiler kendisini Allah'a ibadete çağırdılar. O: Peki bir delil (mucize, belge)niz var mı? deyince, elçiler: Evet dediler. Biz gücü herşeye yeten Rabbimize dua ederiz ve senin bu hastalığını iyileştirir. Adam: Bu gerçekten hayret edilecek bir iştir, dedi. Ben bu putlara yetmiş yıldan beri benim bu hastalığımı gidermeleri için dua edip duruyorum, onlar buna güç yetiremediler. Sizin Rabbiniz bu işi bir sabah vaktinde nasıl giderebilecek? Onlar: Evet, bizim Rabbimiz dilediği herşeye güç yetirendir. Bu putların ise hiçbir fayda ve zararı yoktur, dediler. O da onlara îman etti, onlar da Rabblerine dua ettiler. Allah da onun hastalığını iyileştirdi. Daha önce onda sanki bu hastalık yokmuş gibi İşte o vakit para kazanmaya koyuldu. Akşam olunca, kazancını sadaka olarak dağıttı. Yarısını çoluk çocuğuna yedirdi, geri kalan yarısını da tasadduk etti. Kavmi elçileri öldürmek isteyince, kavmine varıp: "Ey kavmim! Elçilere tabi olun, dedi." Katade dedi ki: O bir mağarada Allah'a ibadet ediyordu. Elçilerin geldiği haberini duyunca, koşarak geldi ve elçilere: Siz bu getirdikleriniz karşılığında bir ücret istiyor musunuz? diye sorunca, elçiler hayır bizim mükâfatımızı ancak Allah verecektir dediler. Ebû'l-Aliye dedi ki: Bunun üzerine Habib onların doğru söylediklerine inandı, onlara îman etti ve kavmine yönelerek: "Ey kavmim! elçilere tabi olun dedi." |
﴾ 20 ﴿