8Onlar, Mele-i a'lâ'yı dinleyemezler ve her taraftan sürülüp atılırlar; "Onlar Mele-i A'lâ'yı dinleyemezler" âyeti ile ilgili olarak Ebû Hatim şöyle demektedir: Bu dinleyemesinler diye... anlamındadır. Daha sonra; hazfedildiğinden dolayı fiil merfu gelmiştir. "Mele-i A'lâ" dünya semasında ve daha yukarısında olanlardır. Onların her birisine a'lâ (yüce) vasfının verilmesi, yeryüzünün meleine göredir. "Dinleyemezler" lâfzındaki zamir şeytanlara aittir. "Dinle(yemez)ler" lâfzını çoğunluk "sin" harfini sakin, "mim" harfini de şeddesiz olarak diye okumuşlardır, ancak Hamza ve Hafs'ın rivâyetine göre Âsım, "sin" harfi ile "mim" harfini şeddeli olarak: den gelen bir fiil olarak okumuşlardır. Birinci okuyuş şekline göre; onlar işitmeye çalışsalar dahi işitmelerinin sözkonusu olmadığı anlamı çıkar. Doğru anlam da budur. Ayrıca bunu yüce Allah'ın: "Çünkü onlar işitmekten kesinlikle uzak tutulmuşlardır" (eş-Şuara, 26/212) âyeti da desteklemektedir. İkinci okuyuşa göre ise, işitmeye kalkışmalarının da, işitmelerinin de sözkonusu olmadığı anlatılmaktadır. Mücahid dedi ki: Onlar işitmeye çalışıyorlar, fakat işitemiyorlardı. İbn Abbâs'tan: "Onlar Mele-i A'lâ'yı dinleyemezler" âyeti hakkında şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Onlar ne dinleyebilirler, ne de dinlemeye kalkışırlar. "Dinle(yemez)ler"in aslı; şeklinde olup yakınlığı dolayısı ile "te" harfi "sin"e idgam edilmiştir. Ebû Ubeyd de bunu tercih etmiştir. Çünkü Araplar "onun ne dediğini dinledim" anlamını ifade etmek üzere hemen hemen; şeklini kullanmaz, bunun yerine; derler. "Ve her taraftan sürülüp atılırlar" yani her taraftan onlara alevli ateşler atılır. |
﴾ 8 ﴿