5

"Acaba o bunca ilâhı tek bir ilâh mı yaptı? Muhakkak bu çok şaşılacak bir şeydir."

"Acaba o bunca ilâhı tek bir ilâh mı yaptı?" Buradaki "bunca ilâhı tek bir : anlamındaki kelimeleri iki mef'ûldürler. Yani o bütün ilâhları bir tek ilâh haline mi getirdi demektir.

(.......)

"bu çok şaşılacak bir şeydir." es-Sülemî "çok şaşılacak" an- lâfzı "cim"i şeddeli olarak: diye okumuştur, ile aynı anlamdadır. el-Halil, ile arasında anlam farkının olduğunu söyleyerek şöyle demiştir: Birincisi hayret edilen demektir. İkincisi ise hayret etme sınırını aşmış olan demektir. Nitekim: "Uzunluğu olan şey" demektir, Uzunluk sınırını aşmış olan" demektir.

el-Cevherî dedi ki: "Acib" kendisinden hayret edilen iş demektir. Ötreli olarak "el-ucab" de aynı şekildedir. Şeddeli olarak "el-uccab" ise ondan daha ileri hayret edilecek şey, anlamını ifade eder. "el-U'cube" de böyledir.

Mukâtil dedi ki: "Cim" harfinin şeddeli okunması Ezd-i Şenue ağzıdır.

Said b. Cübeyr'in rivâyetine göre İbn Abbâs şöyle demiştir: Ebû Talib hastalandığında Kureyşliler onun yanına geldiler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) da geldi. Ebû Talib'in yanı başında bir kişinin oturacağı kadar bir yer vardı. Peygamberin oturmasını engellemek maksadı ile Ebû Cehil kalktı ve peygamberi Ebû Talib'e şikayet ettiler. Ebû Talib: Kardeşimin oğlu, sen kavminden ne istiyorsun? diye sordu. O da şöyle dedi: "Amcacığım! Ben onlardan sadece bir söz söylemelerini istiyorum. Bununla Araplar kendilerine boyun eğecek, Arap olmayanlar da onlara cizye ödeyecektir." Ebû Talib: Bu söz nedir? diye sorunca, Peygamber: "La ilahe illallah'tır" diye buyurdu. Bu sefer Kureyşliler:

"Acaba o bunca ilâhı tek bir ilâh mı yaptı?" dediler. İşte bunun üzerine onlar hakkında Kur'ân-ı Kerîm'in:

"Sâd, çok şerefli Kur'ân'a yemin olsun! Aksine kâfirler büyüklük taslamakta ve muhalefet etmektedirler" âyeti

"...bu ancak bir uydurmadır" (Sad, 38/1-7) âyetine kadar nazil oldu. Bu manada bu hadisi Tirmizî de rivâyet etmiş olup "bu hasen, sahih bir hadistir" demiştir Tirmizî, V, 365 (sadece "hasen bir hadistir" kaydıyla)

Yine denildiğine göre Ömer b. el-Hattâb'ın müslüman olması Kureyşlilere ağır gelmişti. Bundan dolayı Ebû Talib'in yanında bir araya gelip şöyle dediler: Bizimle kardeşinin oğlu arasında hüküm ver. Ebû Talib Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a haberci göndererek şöyle dedi: Kardeşimin oğlu! Bunlar senin kavminden olan insanlardır. Senden adaletli davranmanı istiyorlar. Kavmine karşı büsbütün haksızlık etme. Peygamber: "Benden istedikleri nedir?" diye sorunca, şöyle dediler: Sen bizden ve bizim tanrılarımızdan sözetmeyi bırak, biz de seni ilâhınla başbaşa bırakacağız. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bana kendisi sebebiyle Araplara egemen olacağınız ve Arap olmayanların da size itaat etmelerini gerçekleştirecek tek bir söz söyleyemez misiniz?" Ebû Cehil dedi ki: Hay Allah iyiliğini versin. Bu sözü de, onun on mislini de senin için söyleriz. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "La ilahe illallah deyiniz" diye buyurunca, bu işi kabul etmeyip kalkıp gittiler ve: "Acaba o bunca ilâhı tek bir ilâh mı yaptı?" dediler. Bütün bu mahlukatı bir tek ilâh nasıl yönetebilir? Bunun üzerine yüce Allah haklarında bu âyet-i kerimeleri:

"Onlardan önce Nûh'un kavmi... yalanladılar" (Sâd, 38/12) âyetine kadar olan âyetleri indirdi.

5 ﴿