5Dediler ki: "Bizi davet edegeldiğin şeye karşı kalplerimiz örtüler içindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda da bir perde vardır. O halde sen yapacağını yap! şüphesiz biz de yapanlarız." "Dediler ki: Bizi davet edegeldiğin şeye karşı kalplerimiz örtüler içindedir" âyetindeki: "Örtüler" lâfzı,'in çoğuludur. Bu da "örtü" demektir. Daha önce el-Bakara Sûresi'nde (2/88. âyetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır. Mücahid dedi ki: Kalb için örtüler, oklar için kalkan gibidir. "Kulaklarımızda bir ağırlık vardır." Sağırlık demektir. Bundan dolayı senin sözlerin kulaklarımızdan içeriye girmiyor. Kalplerimiz de onu anlayıp kavramayacak şekilde örtülü bulunuyor. "Bizimle senin aranda da bir perde vardır." Yani din ayrılığı vardır. Çünkü onlar putlara tapıyor, kendisi ise yüce Allah'a ibadet ediyordu. Bu anlamdaki açıklamayı el-Ferrâ'' ve başkaları yapmıştır. Senin çağrını kabul etmemizi engelleyen bir örtü (vardır), diye de açıklanmıştır. Denildiğine göre Ebû Cehil başına bir örtü sararak -onunla alay olsun diye-: Ey Muhammed! Bizimle senin aranda bir perde vardır, demişti. Bunu en-Nekkaş naklettiği gibi, el-Kuşeyrî de zikretmiş bulunmaktadır. O halde burada hicab (perde), elbise demektir. "O halde sen yapacağını yap şüphesiz biz de yapanlarız." Bizi helâk etmek için çalış. Biz de seni helâk etmek için çalışanlarız. Bu açıklamayı el-Kelbî yapmıştır. Mukâtil de şöyle demiştir: Seni peygamber olarak gönderen ilâhın için çalış, biz de tapındığımız ilâhlarımız için çalışacağız. Bir başka açıklama: Senin dinin neyi gerektiriyorsa onu yap, biz de dinimizin gerektirdiğini yapacağız. Beşinci bir ihtimal de şudur: Sen ahiretin için çalış, biz de dünyamız için çalışacağız. Bunu da el-Maverdî zikretmiş bulunmaktadır. |
﴾ 5 ﴿