10Orada üstünden sabit dağlar yerleştirdi, orayı bereketlendirdi ve gıdalarını isteyenler için müsavi olarak dört günde takdir etti. "Orada" yani yeryüzünde "üstünden sabit dağlar yerleştirdi." Vehb dedi ki: Allah yeri yaratınca, suyun üzerinde çalkalandı. Cebrâîl'e: Ey Cebrâîl onu sağlamlaştır, dedi. Bunun üzerine yere inip onu tuttu, fakat rüzgarlara karşı koyamadı. Rabbim dedi, sen daha iyi biliyorsun ya bu konuda ben karşı koyamadım. Bunun üzerine yüce Allah yeri dağlarla tesbit edip sağlamlaştırdı ve oraya dağlan kazık gibi yerleştirdi. "Orayı" içinde yaratmış olduğu faydalı şeylerle "bereketlendirdi." es-Süddî dedi ki: Orada ağaçları bitirdi. "Ve gıdalarını... takdir etti." es-Süddî ve el-Hasen dedi ki: Orada yaşayanların rızıklarını ve işlerinin görülmesi için gerekenleri takdir etti. Katade ve Mücahid de şöyle demiştir: Orada oranın ırmaklarını, ağaçlarını ve diğer canlı varlıkları salı ve çarşamba günlerinde yarattı. İkrime ve ed-Dahhak dediler ki: "Orada gıdalarını... takdir ettik" âyetinin anlamı orada yaşayanların rızıklarını ve geçimleri için uygun olan çeşitli ticaretleri, ağaçları ve her beldede diğerinde bulunmayan türlü menfaatleri yaratmıştır. Böylelikle ticaret ve bir yerden bir yere yolculuk yapmak suretiyle birbirlerinden sağlayacakları menfaatlerle yaşayabilsinler. İkrime dedi ki: Hatta bazı yerlerde altın ile tuzu dengi dengine alıp satıyorlar, Mücahid ve ed-Dahhak dediler ki: Sabur elbisesi Sabur'dan, Taylasan Rey'den, Yemen elbiseleri Yemen’den gelir... "Dört günde" dördüncü günün bitiminde demektir. Bunun bir örneği de bir kimsenin: Basra'dan, Bağdad'a on günde çıkıp, gittim, Kufe'ye de onbeş günde yani onbeşinci günün bitiminde (Kufe'ye vardım) demektir. Bu anlamdaki açıklamayı İbnu'l-Enbarî ve başkaları yapmıştır. "İsteyenler için müsavi olarak" âyeti ile ilgili olarak el-Hasen dedi ki: Tam ve eksiksiz dört günde demektir. el-Ferrâ'' da diyor ki: İfadede takdim ve tehir vardır. Yani ihtiyaç duyanlar için eşit olarak gıdalarını orada takdir etmiştir. Taberî de bunu tercih etmiştir. Hasan-ı Basrî ile Yakub el-Hadramî: "İsteyenler için müsavi olarak" anlamındaki âyeti: şeklinde cer ile okumuşlardır. İbnu'l-Ka'ka'dan ise; şeklinde ref’ ile okuduğu nakledilmiştir. Nasb ile okunması ise mastar kabul edilmesine göredir. "Müsavi olarak"; "Eşit olarak" demek olup, Müsavi oldu" demektir. Bunun hal olarak ve kat' ile nasbedildiği de söylenmiştir. Cer ile "dört" ya da "günde" anlamındaki lâfızların sıfatı olarak okunmuştur. Yani" Tam ve müsavi dört günde" demek olur. Ref ile okunması ise mübteda kabul edilmesine göredir, haberi ise; "isteyenler için" anlamındaki lafızdır yahutta "işte bu, isteyenler için müsavidir" takdirine binaen böyle okunabilir. Meanî âlimleri derler ki: "İsteyenler için müsavi olarak" âyeti ve istemeyenler (bu konuda soru sormayanlar) için de böyledir, demektir. Yani yeri ve içinde bulunanları isteyenler için de istemeyenler için de yaratmıştır, O, dilekte bulunana da bulunmayana da verir. |
﴾ 10 ﴿