41Muhakkak ki kendilerine geldiğinde o zikri inkâr edenler (Bize gizli kalmazlar). Halbuki o hiç şüphesiz eşsiz bir kitaptır. "Muhakkak ki kendilerine geldiğinde o zikri inkâr edenler..." âyetinde geçen "zikir" herkese göre Kur'ân-ı Kerîm'dir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'de kendisine gerek duyulan bütün hükümler vardır. Bu âyette haber hazfedilmiştir. Takdiri: Helâk olmuşlardır yahut azaba uğratılacaklardır, şeklindedir. Bir görüşe göre haber: "İşte onlar kendilerine uzak bir yerden seslenilir (gibidirler)" (Fussilet, 41/44) âyeti olup, araya: "Sana senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey söylenmiyor" âyeti girmiştir. Daha sonra tekrar zikri sözkonusu ederek: "Eğer Biz onu Arap dilinden başka bir Kur'ânyapsa idik..." diye buyurduktan sonra da: "İşte onlar kendilerine uzak bir yerden seslenilir (gibidirler)" diye buyurulmuştur. Ancak tercih edilen birinci görüştür. en-Nehhâs: Bildiğim kadarıyla bütün nahivciler tarafından (tercih edilen görüş odur), demiştir. "Halbuki o, hiç şüphesiz eşsiz bir kitaptır." Yani Allah nezdinde çok değerli bir kitaptır. Bu açıklamayı İbn Abbâs yapmıştır. Yine ondan gelen rivâyete göre: Allah tarafından gönderilmiş çok değerli bir kitaptır. Allah için son derece değerli diye de açıklanmıştır. Buradaki "(eşsiz bir kitaptır" diye anlamı verilen) "Aziz"in Allah tarafından aziz kılınmış, dolayısıyla batılın kendisine ulaşamadığı... anlamına geldiği de söylenmiştir. Bir başka açıklamaya göre bu kitabın aziz tutulması, ona üstün bir saygı gösterilmesi ve onun hakkında anlamsız bir tutum takınılmaması gerektiği... diye de açıklanmıştır. "Aziz"in şeytanın değiştirmeye güç yetiremediği kitab anlamına geldiği de söylenmiştir. Bu açıklamayı da es-Süddî yapmıştır. Mukâtil dedi ki: Bu kitab şeytana ve batıla karşı korunmuştur. es-Süddî: Bu kitab mahluk değildir, benzeri yoktur, demiştir. Yine İbn Abbâs'tan gelen rivâyete göre: "aziz" insanların benzerini söylemeleri imkansız olan kitab demektir. |
﴾ 41 ﴿