43Sana, senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey söylenmiyor. Muhakkak senin Rabbin hem mağfiret, hem can yakıcı azâbın sahibidir. "Sana, senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan" onlara söylenmiş eziyet verici sözlerden ve yalanlamadan "başka bir şey söylenmiyor." Bu âyet ile yüce Allah Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı teselli etmektedir. "Muhakkak senin Rabbin hem" sana ve ashabına "mağfiret hem" senin düşmanlarına "can yakıcı" acıtıcı ve incitici "azâbın sahibidir." Şöyle de açıklanmıştır: Sana verilen ibadeti yalnızca Allah'a ihlâs ile yapmak emri ancak yüce Allah'ın senden öncekilere vahyettiğidir. Tevhid ile ilgili hususlarda şeriatlar arasında bir ayrılık yoktur. Bu da yüce Allah'ın: "Yemin olsun sana ve senden öncekilere vahyolundu ki: Eğer şirk koşarsan, andolsunki amelin boşa çıkar..." (ez-Zümer, 39/65) Yani senin onları kendisine davet ettiğin şey senden önceki bütün peygamberlerin davet ettiği şey ile aynıdır. O bakımdan onların sana karşı inkârda bulunmalarının bir anlamı yoktur. İfadenin soru anlamında olduğu da söylenmiştir. Yani "sana, senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka" ne söyleniyor ki? "Muhakkak senin Rabbin" diye başlayan âyetin yeni bir ifade olduğu söylenmiştir. Ondan önceki ifade ise haber gizli kabul edildiği takdirde tam bir anlam ifade etmektedir. Bunun; "muhakkak senin Rabbin hem mağfiret, hem can yakıcı azâbın sahibidir" âyetinin "sana, senden önce... başka bir şey söylenmiyor" âyeti ile muttasıl olduğu da söylenmiştir. Yani sana emredilen ancak uyarıp korkutmak ve müjdelemektir |
﴾ 43 ﴿