50Yemin olsun ki kendisine dokunan bir darlıktan sonra ona rahmetimizden tattırsak o elbette şöyle der: "Bu benimdir. Ben kıyâmetin kopacağını da sanmıyorum. Eğer Rabbime döndürülsem de şüphesiz benim için O'nun yanında iyilik vardır." Yemin olsun Biz kâfir olanlara ne yaptıklarını haber vereceğiz ve yemin olsun onlara çok şiddetli azaptan tattıracağızdır. "Yemin olsun ki kendisine dokunan bir darlıktan" zorluk, hastalık, sıkıntı ve fakirlikten "sonra ona rahmetimizden" güzel bir akıbet bolluk ve zenginlik "tattırsak, o elbette şöyle der: Bu benimdir." Yani Allah benim amelimden razı olduğundan ötürü zaten benim hakettiğim bir şeydir. Böylelikle o Allah'ın kendisine bu nimeti vermesini, Allah'ın üzerindeki bir hakkından dolayı olduğu görüşüne kapılır. Yüce Allah'ın nimetlerle, sıkıntılarla onu sınayıp böylelikle onun şükredip, sabreden bir kişi olup olmadığını ortaya çıkarmak istediğini bilmez. İbn Abbâs dedi ki: "Bu benimdir" bu benden kaynaklanan bir şeydir, demektir. "Ben kıyâmetin kopacağını da sanmıyorum. Eğer Rabbime döndürülsem de şüphesiz benim için O'nun yanında iyilik" yani cennet "vardır" âyetindeki "Şüphesiz... iyilik vardır" lâfzındaki "lam" ("şüphesiz" anlamında) te'kid içindir. O böylelikle hiçbir ameli olmaksızın yersiz birtakım temennilerde bulunur. el-Hasen b. Muhammed b. Ali b. Ebî Tâlib şöyle demiştir: Kâfirin iki tane temennisi vardır. Dünyada o şöyle der: "Eğer Rabbime döndürülsem de şüphesiz benim için O'nun yanında iyilik vardır." Ahirette de şöyle diyecektir: "Keşke biz (dünyaya) geri döndürülseydik, Rabbimizin âyetlerini yalanlamazdık, mü’minlerden olurduk." (el-En'am, 6/27); "Ah keşke toprak olsaydım." (en-Nebe', 78/40) "Yemin olsun Biz kâfir olanlara ne yaptıklarını haber vereceğiz." Onlara yaptıklarının karşılığını vereceğiz. Buna dair yüce Allah yemin etmiş bulunuyor. "Ve yemin olsun onlara çok şiddetli azaptan tattıracağızdır." |
﴾ 50 ﴿