14

Onlar ancak ilim kendilerine geldikten sonra aralarındaki düşmanlık sebebi ile ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden belirli bir süreye kadar bir söz geçmiş olmasaydı, elbette aralarında hükmolunurdu. Onlardan sonra kendilerine kitab miras verilenler de muhakkak O'nun hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirler.

"Onlar" İbn Abbâs'a göre Kureyşliler

"ancak ilim kendilerine geldikten sonra... ayrılığa düştüler" âyetinde ilim'den kasıt Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'dır. Çünkü onlar kendilerine bir peygamber gönderilmesini temenni ediyorlardı. Buna delil de yüce Allah'ın Fatır Sûresi'nde yer alan:

"Onlar eğer kendilerine bir korkutucu gelse, mutlaka... yeminlerinin en büyüğü ile Allah'a andiçtiler." (Fatır, 35/42) âyetidir. Burada korkutucudan kasıt peygamberdir. el-Bakara Sûresi'nde de yüce Allah:

"İşte o tanıdıkları (peygamber) kendilerine gelince onu inkâr ettiler" (el-Bakara, 2/89) diye buyurmaktadır. Nitekim orada açıklaması yapılmıştır.

Bir diğer açıklamaya göre maksat, önceki peygamberlerin ümmetleridir. Onlar aradan uzun bir zaman geçince kendi aralarında anlaşmazlığa düştüler. Kimileri îman etti, kimileri inkâr etti.

Yine İbn Abbâs şöyle demektedir: Bununla kitab ehlini kastetmektedir. Delili de el-Beyyine Sûresi'nde yer alan:

"Ama kendilerine kitab verilenler, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler" (el-Beyyine, 98/4) âyetidir. Müşrikler: Ne diye özellikle ona peygamberlik verildi, dediler. Yahudiler de peygamber olarak gönderilince onu kıskandılar. Hristiyanlar da aynı şekilde.

"Aralarındaki düşmanlık sebebi ile ayrılığa düştüler." Yani onlar başkanlık isteği ile birbirlerine düşmanlık ettiler. Yoksa onların ayrılığa düşmeleri açıklama ve getirilen delillerdeki bir eksiklikten kaynaklanmıyordu. Buna sebep onların azgınlıkları, kıskançlıkları, zulümleri ve dünya ile uğraşmaları idi.

"Eğer Rabbinden" bunlara verilecek cezanın ertelenmesi hususunda

"belirli bir süreye kadar bir söz geçmiş olmasaydı..." yüce Allah'ın:

"Asıl onlara vaadolunan vakit kıyâmettir" (el-Kamer, 54/46) âyeti dolayısıyla bu sürenin kıyâmet olduğu söylenmiştir.

Yüce Allah'ın kendilerini azablandıracağı süreye kadar, diye de açıklanmıştır.

"Elbette aralarında" yani îman edenler ile azâbın indirileceğini inkâr edenler arasında

"hüküm olunurdu."

"Onlardan" yani hak hususunda anlaşmazlığa düşenlerden

"kendilerine kitab miras verilenler" yani yahudiler ve hristiyanlar

"de muhakkak onun hakkında" yani peygamberlere tavsiye edilen husus hakkında

"bir şüphe ve tereddüt içindedirler."

Bu âyette sözü edilen

"kitab" Tevrat ile İncildir.

Bir diğer açıklamaya göre:

"Kendilerine kitab miras verilenler"den kasıt, Kureyşlilerdir.

"Onlardan sonra" âyeti ise yahudiler ve hristiyanları kastetmektedir.

"Onun hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirler" âyeti ile de Kur'ân ya da Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'a işaret edilmektedir.

Mücahid dedi ki:

"Onlardan sonra" âyeti onlardan önce demektir. Yani Mekke müşriklerinden önce (kendilerine kitab miras verilenler), anlamındadır. Bunlar da yahudiler ve hristiyanlardır.

14 ﴿