3

Muhakkak Biz onu akıl edip anlayasanız diye Arapça bir Kur'ân kıldık.

"Ha, Mim. Mubîn kitab hakkı için" âyetine dair açıklamalar daha önceden (el-Mu'min, 40/1. âyetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.

"Ha, Mim"in bir yemin,

"mubîn kitab hakkı için" âyetinin ise ikinci yemin olduğu da söylenmiştir. Esasen yüce Allah dilediği şeye yemin eder. Cevabı ise:

"Muhakkak Biz onu... kıldık" âyetidir.

İbnu'l-Enbarî dedi ki:

"Kitab hakkı için" yemininin cevabını -: "Allah'a yemin olsun indi, Allah'a yemin olsun vacib oldu" demek halinde olduğu gibi-

"Ha, Mim" kabul edenler,

"mubîn kitab hakkı için" âyeti üzerinde vakıf yaparlar. Yeminin cevabını

"muhakkak Biz onu... kıldık" kabul edenler ise

"mubîn kitab hakkı için" âyeti üzerinde vakıf yapmaz.

"Biz onu... kıldık" âyeti, ona böyle isim verdik, onu böyle nitelendirdik demektir. Bundan dolayı iki mef'ûle geçiş yapmıştır. Yüce Allah'ın:

"Allah bahire... diye (adlandırılan) birşey kılmamıştır" (el-Mâide, 5/103) âyetinde olduğu gibi.

es-Süddî de: Biz onu... bir Kur'ân olarak indirdik, diye açıklamıştır. Mücahid, onu (Arapça olarak) söyledik diye, ez-Zeccâc ve Süfyan es-Sevrî ise onu böylece beyan ettik, diye açıklamışlardır.

"Arapça..." onu Arap dili ile indirdik, demektir. Çünkü herbir peygamberin kitabı kendi kavminin diliyle indirilmiştir. Bu açıklamayı Süfyan es-Sevrî ve başkaları yapmıştır. Mukâtil de şöyle demiştir: Çünkü sema ehlinin dili Arapçadır.

"Kitab" ile peygamberlere indirilmiş bütün kitabların kastedildiği de söylenmiştir. Çünkü

"kitab" bir cins isimdir. Sanki yüce Allah indirmiş olduğu bütün kitablara yemin ederek Kur'ân’ı Arapça bir Kur'ân kıldığını dile getirmektedir. Yüce Allah'ın

"onu... kıldık" âyetindeki zamir sûrede her ne kadar kendisinden henüz söz edilmemiş ise de Kur'ân-ı Kerîm'e aittir. Yüce Allah'ın:

"Doğrusu Biz onu Kadir gecesinde indirdik" (el-Kadr, 97/1) âyeti gibi.

"...Akledip anlayasanız diye..." hüküm ve manalarını kavrayasanız diye... Bu açıklamaya göre bu özellik sadece Araplara ait olur, acemler (Arap olmayanlar) için bu sözkonusu olmaz. Bu açıklamayı İbn Îsa yapmıştır. İbn Zeyd ise şöyle demiştir: Belki iyice düşünürsünüz, anlamındadır. Bu açıklamaya göre ise bu Araplara da, Arap olmayanlara da umumi bir hitab olur. Hitabın

"mubîn" olmakla nitelendirilmesi yüce Allah'ın bu kitapta -daha önce birkaç yerde de geçtiği üzere- hükümlerini ve farzlarını açık açık bildirmiş olmasından dolayıdır.

3 ﴿