18

Sonra Biz seni dinden bir şeriate sahib kıldık. Sen de artık ona uy! Bilmeyenlerin hevalarına uyma!

Bu âyete dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

1- Şeriatın Mahiyeti:

"Sonra Biz seni dinden bir şeriate sahib kıldık" âyetinde geçen

"şeriat" sözlükte mezheb (gidilen yol) ve din demektir. Su içmek isteyenlerin gittikleri yola da

"şeriat" denilir. "Sarı' (cadde)" de buradan gelmektedir. Çünkü maksada götüren yol odur. O halde şeriat Allah'ın kulları için din ularak teşri' buyurduğu şeyler (koyduğu yol)dur. Çoğulu şerai' gelir. "Dinde şeriatler" ise yüce Allah'ın kulları için açtığı yollardır. O halde:

"Biz seni dinden bir şeriate sahib kıldık" âyeti Biz seni hakka götüren, din emrinden apaçık bir yol üzere kıldık, demektir.

İbn Abbâs dedi ki:

"Bir şeriate sahib kıldık" din işinden apaçık bir hidayet üzere kıldık, demektir.

Katade dedi ki: Şeriat; emir, yasak, hadler ve farzlardır. Mukâtil : Şeriat apaçık delil demektir. Çünkü o hakka götüren yoldur. el-Kelbî, şeriatten kasıt sünnettir, demiştir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz de kendisinden önceki peygamberlerin yolunu izlemiştir.

İbn Zeyd: Şeriat dindir, çünkü din kurtuluşun yoludur, demiştir.

İbnu'l-Ârabî dedi ki: Emr (mealde din ile karşılanmış) lügatte iki anlamda kullanılır. 1- Durum anlamında: Yüce Allah'ın:

"Onlar yine Fir'avun'un emrine uydular. Fir'avun'un emri hiç de doğru değildi" (Hud, 11/97) âyetinde olduğu gibi. 2- Nehyin zıddı olan süzün kısımlarından birisi anlamında. Burada her ikisinin de kastedilmiş olması mümkündür. Buna göre ifadenin takdiri şöyle olur: Biz seni dinden bir yol üzere kıldık. Bu yol da İslâm milleti (İslâm dini)dir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Sonra Biz sana hanif olarak İbrahim'in dinine uy! O müşriklerden olmadı, diye vahyettik." (en-Nahl, 16/123)

Yüce Allah'ın indirmiş olduğu şeriatlerde tevhid, üstün ahlaki değerler ve maslahatlarda bir değişiklik yapmadığı, fakat her türlü eksiklikten münezzeh olan ilmine uygun olarak fer'i hususlarda aralarında farklılıklar indirmiş olduğu hususunda görüş ayrılığı yoktur.

2- Bizden Öncekilerin Şeriatleri (Bize Delil Olur mu?):

İbnu'l-Ârabî dedi ki: İlme dair söz söyleyen bazı kimseler bu âyet-i kerimenin bizden öncekilerin şeriatlerinin bizim için şeriat olmadığına delil olduğunu zannetmişlerdir. Çünkü yüce Allah peygamberini ve ümmetini bu âyet-i kerimede bağımsız bir şeriat sahibi olarak sözkonusu etmiştir.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ve ümmetinin bağımsız bir şeriate sahib olduklarını inkar etmiyoruz. Ancak görüş ayrılığı: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) eğer övgü ve güzel sözlerle sözetmek sadedinde bizden öncekilerin şeriatini haber verecek olursa, ona uymak gerekir mi, gerekmez mi? hususundadır.

Yüce Allah'ın:

"Bilmeyenlerin hevalarına uyma!" âyetinde kastedilenler müşriklerdir. İbn Abbâs bunlar Kureyza ve Nadiroğullarıdır, demiştir. Yine ondan gelen rivâyete göre âyeti kerîme, Kureyşlilerin peygamberi atalarının dinine davet etmeleri üzerine inmiştir.

18 ﴿