11

İnkar edenler îman edenler için dediler ki: "Eğer o hayırlı olsaydı, bizden önce ona ulaşamazlardı." Onunla hidayet bulmadıkları için de: "Bu eski bir uydurmadır" diyeceklerdir.

"İnkar edenler îman edenler için dediler ki: Eğer o hayırlı olsaydı, bizden önce ona ulaşamazlardı" âyetinin nüzul sebebi ile ilgili olarak altı görüş vardır. Merhum müfessir ilk beş gfirilje numara verdiği halde altıncısına vermemiştir. Altıncı görüş beşincisinden sonra zikredilen Meşruttun görüşüdür.

1- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'de Ebû Zerr el-Ğifarî'yi, müslüman olmaya davet etti, o da İslâmı kabul etti. Onun kavmi onun vasıtasıyla himaye isteyerek, liderleri Peygamber efendimize geldi ve müslüman oldu. Daha sonra liderleri de kendilerini İslama davet etti, onlar da İslama girdiler. Bu husus Kureyş'e ulaşınca, eğer bu husus bir hayır olsaydı, antlaşmaklarımız olan Ğıfarlılar bizden önce onu elde edemezlerdi, dediler. Bunun üzerine bu âyet-i kerîme indi. Bu açıklamayı Ebû'l-Mütevekkil yapmıştır.

2- Zinnire müslüman oldu. sonra gözleri kör oldu. Ona: Lat ve Uzza seni çarptı, dediler. Bu sefer yüce Allah ona gözlerini geri verdi. Kureyş'in büyükleri de: Eğer Muhammed'in getirdiği bir hayır olsaydı, bizden önce Zinnire onu elde edemezdi, dediler. Bunun üzerine yüce Allah bu âyet-i kerimeyi indirdi. Bu da Urve b. ez-Zübeyr'in görüşüdür.

3- Kâfir olan Benu Amir, Gatafan, Temim, Esed, anzala ve Eşcalılar, müslüman olan Gıfarlı, Eşlem, Cüheyne, Müzeyne ve Huzaalılar hakkında söyle dedi: Eğer Muhammed'in getirdiği şey bir hayır olsaydı, şu deve çobanları bizden önce ona ulaşamazdı. Çünkü biz onlardan daha aziziz. Bu açıklamayı da el-Kelbî ve ez-Zeccâc yaptı. el-Kuşeyrî de İbn Abbâs'tan ayrıca nakletmiştir.

4- Katade: Âyet Kureyş müşrikleri hakkında inmiştir. Onlar; Eğer Muhammed'in bizi kendisine çağırdığı şey hayır olsaydı, Bilal, Suhayb, Ammar, filan ve filan bizden önce ona erişemezlerdi. Bu da dördüncü görüştür.

5- Yahudi kâfirler îman edenlere, yani Abdullah b. Selam ve arkadaşlarina: Eğer Muhammed'in dini hak olsaydı bunlar bizden önce onu elde edemezlerdi, dediler. Müfessirlerin çoğu böyle demiştir. Bühu da es-Sa'lebî nakletmiştir.

6- Mesrûk dedi ki: Kâfirler şöyle dedi: Eğer bu bir hayır olsaydı, yahudiler bizden önce ona erişemezlerdi. Bunun üzerine bu ayet-i kerîme indi.

Kâfirlerin: Eğer bu bir hayır olsaydı, bizden önce ona ulaşamazlardı, şeklindeki sözleri onlara muhalefet eden herkesin lehine, fakat kendilerinin aleyhine olan en büyük itirazlarındandır. Çünkü onlara şöyle denir: Eğer sizin izlediğiniz yol bir hayır olsaydı, biz bu yolu bırakmazdık ve eğer sizin Allah Rasülünü yalanlamanız bir hayır olsaydı, bizden önce siz bu işe ulaşamazdınız. Bunu da el-Maverdî zikretmiştir. Şöyle de denilmiştir: Yüce Allah'ın:

"Bizden önce ona ulaşamazlardı" sözleri kâfirlerin kimi mü’minlere söylediği sözlerden olması mümkün olabildiği gibi, hicaptan gaibe geçiş üslubu ile kullanılmış bir ifade olması da mümkündür. Yüce Allah'ın:

"Hatta siz gemilerde bulunduğunuz zaman onlar da içindekileri güzel bir rüzgar ile götürüp..." (Yûnus, 10/22) âyetine benzemektedir. Yani bu âyet: Eğer o hayırlı olsaydı, siz ona bizden önce ulaşamazdınız, takdirinde demektir.

"Onunla" îman ile Kur'ân ile denildiği gibi, Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) ile diye de açıklanmıştır

"hidayet bulmadıkları için de: Bu eski bir uydurmadır, diyeceklerdir." Yani onlar Kur'ân ile olsun, Kur'ân'ı getiren vasıtasıyla olsun hidayeti elde edemeyince ona düşmanlık ettiler ve Kur'ân'ı yalana nisbet ederek; Bu eski bir uydurmadır, dediler, Öncekilerin efsaneleridir, dedikleri gibi.

Birisine Kur'ân-ı Kerîm'de: Kişi bilmediğinin düşmanıdır, meseli var mıdır? diye sordular. O: Evet dedi. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Onunla hidayet bulmadıkları için de: Bu eski bir uydurmadır, diyeceklerdir."

Bunun bir benzeri de yüce Allah'ın:

"Hayır, onlar ilmini kavrayamadıkları... bir şeyi yalanladılar" (Yûnus, 10/39) âyetidir.

11 ﴿