19Bunların herbiri için işlediklerine göre dereceler vardır. Tâ ki kendilerine zulmedilmeksizin amellerinin karşılığını tastamam versin. "Bunların herbiri için... dereceler vardır." Yani mü’min olsun, kâfir olsun, cinlerden olsun, insanlardan olsun her iki kesime mensub herbir kişinin kıyâmet gününde Allah nezdinde amellerine göre mertebeleri vardır. İbn Zeyd dedi ki: Bu âyet-i kerimede sözü edilen cehennemliklerin dereceleri aşağı doğrudur, cennetliklerin derecesi ise yukarı doğrudur. "Tâ ki kendilerine zulmedilmeksizin" yani kötülük işleyene fazlası yüklenmeksizin, iyilik yapanın da iyilikleri eksiltilmeksizin "amellerinin karşılığını tastamam versin." " Ta ki kendilerine... tastamam versin" lâfzını İbn Kesîr, İbn Muhaysın, Âsım, Ebû Amr ve Yakub öncesinden yüce Allah'ın ismi geçtiğinden ötürü "ye" ile okumuşlardır. Bu da yüce Allah'ın: "Şüphesiz ki Allah'ın vaadi haktır" (el-Ahkaf, 46/17) âyetidir. Ebû Hatim de bunu tercih etmiştir. Diğerleri ise yüce Allah'ın: "Biz insana ana babasına iyilikte bulunmasını tavsiye ettik" âyeti dolayısı ile "nun" ile (ta ki... tastamam verelim) diye okumuşlardır. Buradan itibaren ononüç satırlık bir bölüm bu rivâyette geçen garib kelimelerin izahlarına ayrılmıştır. Bu açıklamalar ışığında Hz. Ömer'in bu sözü tercüme edildiğinden ayrıca bunları zikretmeye gerek yoktur |
﴾ 19 ﴿