8Muhakkak Biz seni bir şahid, bir müjdeleyici ve bir korkutucu olmak üzere gönderdik. "Muhakkak Biz seni bir şahid... olmak üzere gönderdik." Katade dedi ki: Ümmetine tebliğ ettiğine dair bir şahid. Onların itaat ya da amel türünden işledikleri amelleriyle üzerlerine bir şahid, diye de açıklanmıştır. Seninle kendilerine göndermiş olduklarımızı onlara bir açıklayıcı olarak gönderdik, diye de açıklanmıştır. Bir başka açıklamaya göre, kıyâmet gününde onlara şahid olmak üzere gönderdik, demektir, O halde o bugün onların yaptıklarına şahid olduğu gibi, kıyâmet gününde de onlara karşı şahidlik edecektir. Daha önce en-Nisa Sûresi'nde (4/41. âyetin tefsirinde) Said b. Cübeyr'den bu anlamdaki açıklamalar geçmiş bulunmaktadır. "Bir müjdeleyici" kendisine itaat edenlere cenneti müjdeleyen "ve korkutucu" isyan edenleri de cehennem ile korkutucu demektir. Bu açıklamayı Katade ve başkaları yapmıştır, el-Bakara Sûresi'nde beşaret (müjdeleme)nin türeyişi (el-Bakara, 2/25. âyet, 1. başlık) ile nezaret (uyarıp, korkutma)nın türeyişi (el-Bakara, 2/6. âyet) ve açıklamaları geçmiş bulunmaktadır. "Bir şahid, bir müjdeleyici ve bir korkutucu olmak üzere" anlamındaki âyetler mukadder hal olarak nasbedilmişlerdir. Sibeveyeh de (bu kabilden olmak üzere): "Beraberinde yarın kendisiyle avlanacağı bir doğan bulunan bir adama uğradım" diye bir kullanım nakletmiştir. Buna göre anlam şöyle olmaktadır: " Şüphesiz Biz seni kıyâmet gününde senin şahitliğini takdir edenler olarak peygamber gönderdik." İşte buna uygun olmak üzere: "Yarın ayakta duracak olan Ömer'i gördüm" denilir. |
﴾ 8 ﴿