40

Gecenin bir kısmında ve secdelerin ardlarında da O'nu tesbih et!

3- Geceleyin ve Secdelerin Arkasında Allah'ın Teşbih Edilmesi:

"Gecenin bir kısmında ve secdelerin ardlarında da O'nu tesbih et" âyeti ile ilgili dört görüş vardır;

1- Bu yüce Allah'ın geceleyin teşbih edilmesi demektir. Bu açıklamayı Ebû'l-Ahvas yapmıştır.

2- Bu gecenin tümünde (herhangi bir zamanda) kılınan gece namazıdır. Bu açıklama Mücahid'e aittir.

3- Sabah namazının iki rekatidir. Bu açıklamayı da İbn Abbâs yapmıştır.

4- Bu yatsı namazıdır. Bu açıklamayı da İbn Zeyd yapmıştır, İbnu'l-Arabi dedi ki: Bu geceleyin teşbih getirmektir, diyenlerin kanaatlerini şu sahih rivâyet desteklemektedir: "Kim geceleyin uyanıp da: Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O bir ve tektir, O'nun ortağı yoktur, Mülk yalnız O'nundur, hamd yalnız O'nadır, O herşeye güç yetirendir. Allah her türlü eksiklikten münezzehtir. Hamd Allah'a aittir. Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur, Allah en büyüktür. O pek yüce ve pek büyük Allah ile olmadıkça hiçbir şeye güç ve takat yetirilemez" derse.,. Buhari, I, 387; Tirmizî, V, 480; Ebû Davud, IV, 314; İbn Mace, II, 1276; Müsned, V

Bunun gece namazı olduğunu söyleyenlere gelince, namazda Allah'ın teşbihi dolayısıyla ona

"teşbih" ismi verilebilir. Kuşluk namazına "subhatu'd-duha" denilmesi de bundan dolayıdır. Bunun sabah ya da yatsı namazı olduğunu söyleyenlerin böyle demelerinin sebebi, bunların ikisinin de gece kılınan namaz oluşlarından dolayıdır. Yatsı namazı olması bu görüşlerin en açık ve anlaşılır olanıdır.

4- (Farz) Namazlardan Sonra Namaz Kılmak:

"Ve secdelerin ardlarında da O'nu tesbih et" âyeti hakkında Ömer, Ali, Ebû Hüreyre, el-Hasen b. Ali, Hasan-ı Basrî, en-Nehaî, eş-Şa'bi, el-Evzat ve ez-Zührî şöyle demişlerdir:

"Secdelerin ardları" akşam namazından sonraki iki rekattir. "Yıldızların kaybolması" ise sabah namazının farzından önceki iki rekattir. Ayrıca bunu el-Avfî, İbn Abbâs'tan rivâyet etmiştir. İbn Abbâs bunu merfu bir rivâyet olarak da zikredip şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Akşam namazından sonra iki rekat (secdelerin ardlan)dır." Bunu es-Salebi zikretmiştir. Abdullah b. Adiyy, el-Kamilft Duafai'r-Rical, III, 148, aynı manada bazı farklarla.

el-Maverdî'nin rivâyetinin lâfzı ise şöyledir: İbn Abbâs'tan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Bir gece Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında kaldım. Sabah namazından önce iki rekat namaz kıldı, sonra namaza çıkarak şöyle buyurdu: "Ey İbn Abbâs! Sabah namazından önce iki rekat kılmak "yıldızların kaybolması "dır. Akşam namazından sonra iki rekat de "secdelerin ardları"dır. " Maverdi, Nüket, V, J57,

Enes dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Her kim akşam namazından sonra ve konuşmadan önce iki rekat namaz kılacak olursa, onun bu namazı "İlliyyin"de yazılır." İbn Ebi Şeybe, Mûsannaf, II, 16, (Mukhul'ün peygamberden diye mürsel olarak); Munziri, Terğib, I, 228, (o da; Mekhulden... diyerek) Enes dedi ki; Birinci rekatte "kul ya eyyuhe'l kâfinin (Kâfinin sûresi)"u, ikincisinde de "kul huvallahu ehad (ihlâs sûresi)"ni okudu.

Mukâtil dedi ki: (Akşamın farzından sonra kılınan) bu namazın vakti, güneşin batımından sonraki kırmızı şafakın kaybolmadığı sürece devam eder. Yine İbn Abbâs'tan bundan kastın vitir namazı olduğu rivâyeti de gelmiştir. İbn Zeyd dedi ki:

"Secdelerin ardları" farz namazlardan sonraki nafile namazlardır. Yani her farzdan sonra kılınan iki rekattir.

en-Nehhâs dedi ki; İfadenin zahiri buna delalet etmekle birlikte, uyulmaya daha layık olan çoğunluktur. Bu, Ali b. Ebî Tâlib (radıyallahü anh)'dan sahih olarak da gelmiştir. Ebû'l-Ahvas dedi ki: Bundan maksat, secdelerin arkalarında teşbih getirmektir,

İbnu'l-Arabi dedi ki: Aklen (kıyasa göre) daha kuvvetli görülen de budur. Sahih hadiste belirtildiğine göre ise Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) farz namazın akabinde:

"Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O bir ve tektir. O'nun ortağı yoktur, mülk yalnız O'nundur. Hamd yalnız O'nadır. O herşeye güç yetirendir. Allah'ım, Senin verdiğini engelleyecek olamaz. Senin alıkoyduğunu da kimse veremez. Varlık sahibi bir kimsenin varlığının Sana karşı herhangi bir faydası olamaz, diye dua ederdi." Müslim, 1, 414, 415; Buhârî, I, 289, V, 2332, VI, 2439, 2659; Tirmizi, II, 96; Ebû Da-....w ir «7- Müsned. IV. 97, 245... Bunun (yani nafile namazların) farz namazlarla nesholdûgu da söylenmiştir. Hiçbir kimseye beş vakit farzın dışında kılmakla yükümlü olduğu namaz yoktur. Bunu cemaat nakletmiş bulunmaktadır.

5- Secdelerin Ardları:

"Secdelerin ardları" anlamındaki lâfzı Nafî, İbn Kesîr ve Hamza hemzesi esreli olarak; "Secdelerin geri dönmesi" diye okumuşlardır. Bu da geri dönüp giden bir şeyi anlatmak üzere kullanılan: " O şey geri dönüp gitti, geri dönüp gitmek"den mastardır.

Diğerleri ise: " Ard, arda"nın çoğulu olarak hemzeyi üstün okumuşlardır. Ali ve İbn Abbâs'ın kıraati de bu şekildedir. Bu lufzın bir örneği de: " Kazık" lâfzının çoğulunun diye gelmesidir. Yahut bu: "Ard, arda" söyleyişinin çoğulu olup bu durumda: “Kilit" lâfzının çoğulunu diye gelmesine benzer.

Araplar bu lâfzı: " gana namazın ardında, namazın ardlarından geldim" gibi kullanımlarda zarf olarak da kullanmışlardır.

et-Tur Sûresi'nin sonunda

"Yıldızların kaybolması vaktinde" (et-Tur, 52/49) şeklinde kesreli ve mastar olduğu hususunda görüş ayrılığı yoktur, Bu ise ikinci fecrin doğması ile birlikte yıldızların ışıklarının gitmesi demektir. İkinci fecir, gece karanlığını yarıp çıkan beyazlık ve aydınlık demektir.

40 ﴿