21Kendi nefislerinizde de; artık görmez misiniz? "Kendi nefislerinizde de; artık görmez misiniz?" âyetinin şu takdirde olduğu söylenmiştir: Yeryüzünde de, kendi nefislerinizde de yakînleri olanlar için âyetler vardır. Katade dedi ki: Âyetin anlamı şudur: Yeryüzünde yürüyen bir kimse bir çok âyetler (delil ve belgeler) ile ibretlik şeyler görür. Kendi nefsi hakkında düşünen kimse de yüce Allah'a ibadet etmek üzere yaratılmış olduğunu anlar. İbnu'z-Zubeyr ile Mücahid dedi ki: Burada (nefislerdeki âyetlerden) kasıt, büyük ve küçük abdestin çıkış yollarıdır. es-Saib b. Şerik dedi ki: İnsan tek bir yerden yer içer, fakat bunlar iki ayrı yerden çıkarlar. Bir kişi katıksız süt İçecek olsa yine ondan su ve kaba pislik çıkar. İşte nefisteki âyet budur. İbn Zeyd dedi ki: Yani o sizi topraktan yarattı. Sizin için işitecek kulaklar, görecek gözler ve kalpler var etti. "Sonra da beşer olup dağılmanız da onun âyetlerindendir." (er-Rum, 30/20) es-Süddî: "Kendi nefislerinizde de" hayatınızda, ölümünüzde yemeğinizin vücudunuza girip çıkmasında da (âyetler vardır) demektir, demiştir. el-Hasen dedi ki: Gençlikten sonra yaşlanmakta, güçlü iken sonradan zayıflamakta, saçlarınız siyah iken ağarmasında... demektir. Bir diğer açıklamaya göre anlamı şudur; Nefislerinizin nutfeden, sonra alakadan, sonra bir çiğnem etten, sonra et ve kemikten yaratılıp ve nihayet size ruhun üflenmesinde, dillerin, renklerin ve suretlerin değişmesinde ve buna benzer gizli ve açık daha başka âyetlerde (Allah'ın varlığına, birliğine, kudretine beigeler vardır.) Kalpler, kalplerde yer etmiş bulunan akıllar, kalplere mahsus mana ve çeşitli özellikler, diller, konuşma, harflerin çıkış yerleri, gözler, organlar ve diğer azalar ve bunların hepsinin yaratılış maksatlarına uygun faaliyette bulunmaları, eğilip bükülsünler diye azaların eklemler halinde düzenlenmiş olması, bunlardan herhangi birisinin felç olması, çalışamaması halinde acizliğin ortaya çıkması, azaların gevşemesi halinde güçsüzlüğün insan üzerine çöreklenmesi... "Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir!" (el-Mu'minun, 23/14) "Artık görmez misiniz?" Bununla kudretinin kemalini bilmeleri için kalbin görmesi (basireti)ni kastetmektedir. Bunun aciz kimsenin başarılı olması, kararlı kimsenin ise mahrum bırakılması anlamında olduğu da söylenmiştir. Derim ki: Sözü edilen bütün bu hususlar ibret almak noktasında kastedilen hususlardır. Bizler el-Bakara Sûresi'nde tevhid âyetinde (2/164. âyet, 14. başlıkta) küçük alem olan insanın bedeninde her ne varsa mutlaka büyük alemde de onun bir benzerinin bulunduğunu açıklamış ve yine orada aklını kullanıp düşünen kimselere yeterli gelecek kadarı ile ibret alınacak birtakım hususları sözkonusu etmiş bulunuyoruz. |
﴾ 21 ﴿