22

Rızkınız ve vaad olunduğunuz semadadır.

"Rızkınız ve vaadolunduğunuz semadadır" âyeti hakkında Said b. Cübeyr ile ed-Dahhak dedi ki: Burada

"rızık"tan kasıt, semadan inen yağmur ve kardır. Onunla ekinler biter ve diğer varlıklar hayat bulurlar.

Said b. Cübeyr dedi ki: Mevcut olan herbir pınar kardan meydana gelmiştir. el-Hasen'den rivâyete göre; o bulut gördü mü arkadaşlarına şöyle dermiş; Allah'a yemin ederim ki sizin rızkınız ondadır, fakat sizler günahlarınız sebebiyle ondan mahrum edilirsiniz.

Meani âlimleri dedi ki:

"Rızkınız... semadadır" âyeti rızkınız yağmurdadır, demektir. Yağmura sema denilmesinin sebebi onun semadan (yüksek yerden) inmesinden dolayıdır. Şair de şöyle demiştir:

"Sema (yağmur) bir kavmin toprağına düştü mü,

Biz de onu(n verimini davarlarımıza) otlatırız, isterse onlar buna kızsınlar."

İbn Keysan dedi ki: Sizin rızkınızı karşılamak, semanın Rabbine aittir, demektir. Bunun bir benzeri de yüce Allah'ın:

"Yeryüzünde yürüyüp de rızkı Allah'a ait olmayan hiçbir canlı yoktur." (Hud, 11/6) âyetidir.

Süfyan es-Sevrî dedi ki:

"Rızkınız.., semadadır" rızkınız semada Allah'ın nezdindedir, demektir. Anlamın şöyle olduğu da söylenmiştir: Rızkınızın takdiri semadadır. Orada size ait olduğu tesbit edilmiş olan her ne varsa Ana Kitab'ta yazılı bulunmaktadır.

Yine Süfyan'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Vasıl el-Ahdeb:

"Rızkınız... semadadır" âyetini okudu ve: Şu işe bakın, ben rızkımın semada olduğunu görüyorum, diğer taraftan kalkmış onu yeryüzünde arıyorum deyip, bir harabeye girdi. Orada üç gün kaldı, fakat eline hiçbir şey geçmedi. Üçüncü gün içinde taze hurma bulunan bir zembil görüverdi. Niyeti ondan daha güzel bir kardeşi vardı, o da onunla birlikte aynı mağaraya girdi. Bu sefer zembil birken iki oldu. Yüce Allah ölüm ile onları birbirinden ayırıncaya kadar onlar bu hallerinde devam ettiler.

İbn Muhaysın ve Mücahid

"Rızkınız... semadadır" anlamındaki âyeti "re" harfinden sonra elif ile: "Size rızık veren semadadır" diye okumuşlardır. Aynı şekilde sûrenin sonlarında bulunan (58. âyetin sonunu): " Şüphesiz Allah rızık verendir..." diye okumuşlardır.

"Ve vaadolunduğunuz" âyeti hakkında Mücahid dedi ki: Hayır ve şer türünden vaadolunduğunuz şeyler demektir. Başkası ise; özel olarak hayır türünden.,, demişlerdir. Özel olarak şer türünden, diye de söylenmiştir. Cennet diye de açıklanmıştır, ki bu açıklama Süfyan b. Uyeyne'den nakledilmiştir. ed-Dahhak: Cennet ve cehennem olarak

"vaadolunduğunuz" diye açıklamıştır. İbn Şîrîn: Kıyâmete dair

"vaadolunduğunuz" diye açıklamıştır. er-Rabi de böyle demiştir.

22 ﴿