29

Bunun üzerine hanımı feryad ile yönelip yüzüne vurdu ve: "Kısır bir kocakarı..." dedi.

"Bunun üzerine hanımı feryad ile yönelip..." İbn Abbâs ve başkalarından rivâyete göre çığlık atarak bağırıp demektir. " Kapının çıkardığı ses (gıcırtısı)" ifadesi de buradan gelmektedir. İkrime ve Katade dedi ki: Bu çıkarılan inilti ve ağlamadır. Hanımının "yönelmesi" bir yerden bir yere yönelmek şeklinde değildi. el-Ferrâ'' dedi ki: Bu bir kimsenin “Bana sövüp saymaya yöneldi" demesine benzer. Bana sayıp sövmeye koyuldu, demektir.

"Hanımı feryad ile yönelip" tabirinin bir grub kadın ile birlikte; meleklerin sözünü duydu, anlamına geldiği de söylenmiştir. el-Cevherî dedi ki: "Bağırmak ve çığlık atmak" demektir. Aynı zamanda topluluk anlamına geldiği gibi üzüntü ve benzeri şeylerden dolayı duyulan sıkıntı, anlamına da gelir. İmruu’l-Kays dedi ki:

"Onu (o yaban ineklerinin) önde gidenlerine kavuşturdu

Arkada kalanları ise topluluk içerisinde oldukları halde dağılmadılar."

Bu beyitte, bu lâfız her üç manaya (topluluk, çığlık ve ses) da gelebilmektedir.

" Aşırı sıcak" demektir.

Sara müjdeyi işitince

"yüzüne vurdu" . Yani kadınların hayret ettikleri zamanda adetleri üzere elini yüzüne vurdu. Bu açıklamayı Süfyan-ı Sevrî ve başkaları yapmıştır. İbn Abbâs dedi ki:

"Yüzüne vurdu" yani elinin avucu ile yüzünü kapattı. Çünkü: (........)'ın asıl anlamı vurmaktır. "Onu vurdu, dövdü" anlamındadır. Recez vezninde de şair şöyle demiştir:

"Ey vurulup da yere düşen turna kuşu..."

Bu mısradan sonra; "yere düşen' anlamını verdiğimiz lâfza dair yarım satırlık bir ibare, anlam itibariyle tercümede yer aldığından, ayrıca tercüme edilmemiştir.

"Ve: Kısır bir kocakarı... dedi." âyeti, kısır bir kocakarı hiç doğurur mu? demektir. ez-Zeccâc dedi ki: Ben kısır bir kocakarıyım, o halde nasıl doğurabilirim? dedi, demektir. Nitekim bir başka yerde:

"Vay halime.' Ben kocamış bir kadın... iken ben mi doğuracak mışım?" (Hud, 11/72) dediği zikredilmektedir.

29 ﴿