6

Tutuşturulmuş denize;

"Tutuşturulmuş denize" âyeti hakkında Mücahid: Alevli ve yakılmış diye açıklamıştır. Haberde zikredildiğine göre: "Kıyâmet gününde deniz tutuşturulur ve ateş olur" denilmektedir. Katade de: Bunu dopdolu diye açıklamıştır. Nahivciler en-Nemir b. Tevleb'e ait şu beyiti zikretmektedirler:

"Dilerse dopdolu bir pınara bakar,

Etrafında da kayın, ağaçları ile abanoz ağaçlarını görürsün."

Şair burada, dopdolu bir pınarı göreceği yere kadar yükselen bir dağ keçisini anlatmaktadır.

Denizin ateş ile dopdolu olması da mümkündür. O vakit birinci görüş gibi olur. Nitekim ed-Dahhak, Şemir b. Atiyye, Muhammed b. Ka'b ve el-Ahfeş de bunun alevle tutuşturulmuş tandır durumunda, kızdırılmış ocak anlamı olduğunu söylemişlerdir. Bundan dolayı ateş yakılan yere de:denilmiştir. Bu açıklamanın delili de yüce Allah'ın:

"Denizler ateşlendirildiği zaman" (et-Tekvir, 81/6) âyetidir. Ateşle yakıldığı zaman demektir. "Tandırı ateşledim, ateşliyorum" demektir. Bu da onu ısıttım, kızdırdım, anlamındadır.

Said b. el-Müseyyeb dedi ki: Ali (radıyallahü anh) yahudilerden birisine: Cehennem nerededir? dedi. Yahudi, denizde dedi. Ali (radıyallahü anh), gördüğüm kadarıyla sen doğru söylüyorsun deyip: "Tutuşturulmuş denize" âyetini okudu,

"Denizler ateşlendirildiği zaman" (et-Tekvir, 81/6) âyetinde: " Ateşlendirildi" lâfzında "cim" harfi şeddesiz okunmuştur.

Abdullah b. Amr dedi ki: Deniz suyuyla abdest alınmamalıdır. Çünkü orası cehennemin tabağıdır.

Ka'b dedi ki: Yarın deniz ateşle tutuşturulacak ve cehennem ateşine ilave edilecek. Bu da bu husustaki görüşlerden birisidir.

İbn Abbâs dedi ki: -Tutuşturulmuş anlamı verilen-: "Suyu gitmiş, kalmamış olan" demektir. Ebû'l-Aliye de böyle açıklamıştır.

Atiyye ve şair Zu'r-Rimme İbn Abbâs'tan şöyle dediğini rivâyet ederler: Bir cariye su almak üzere çıktı ve: "(Havuz boştur" dedi (ve buradaki lâfzın aynısını kullandı.)

İbn Ebi Davud dedi ki: Zu'r-Rimme'nin bunun dışında rivâyet ettiği bir hadis (ashabtan rivâyeti) yoktur.

Bunun "akıtılmış olan" anlamına geldiği de söylenmiştir. Buna delil de yüce Allah'ın:

"Denizler akıtıldığı zaman." (el-İnfitar, 82/3) âyetidir. Yani yer orayı kurutacak ve o denizlerde su kalmayacaktır.

Ali (radıyallahü anh)'ın ve İkrime'nin belirttiği üçüncü bir görüş daha vardır. Ebû Mekîn dedi ki: Ben İkrime'ye "tutuşturulmuş deniz"in mahiyeti hakkında soru sordum. O dedi ki: O Arşın altında bir denizdir. Ali (radıyallahü anh) da: O Arşın altında ve katı suyu bulunan bir denizdir, Buna "bahru'l-hayavan: hayat denizi" ismi verilir. Birinci defa Sur'a üfürülmesinden sonra, kulların üzerine buradan kırk sabah yağmur yağdırılacak, onlar da kabirlerinde oldukları halde bitki gibi biteceklerdir.

er-Rabi b. Enes dedi ki:

"Tutuşturulmuş" tuzlu suya karışmış, tatlı su demektir.

Derim ki:

"Denizler akıtıldığı zaman" (el İnfitar, 82/3) âyetindeki "akıtma"nın iki yorumundan birisi de bu anlama gelir. Onun tatlı sulu olanları tuzlu olanlarına karıştırıldığı zaman demek olur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır, ileride gelecektir.

Ali b. Ebi Talha'nın rivâyetine göre İbn Abbâs şöyle demiştir: "Tutuşturulmuş" lâfzı hapsolmuş, alıkonulmuş demektir.

6 ﴿