4O bildirilen bir vahiyden başkası değildir. "O kendi hevasından bir söz söylemez. O bildirilen bir vahiyden başkası değildir" âyetine dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız: 1- Peygamberin Söyledikleri: "O kendi hevasından bir söz söylemez" âyeti hakkında Katade şöyle demiştir: O Kur'ân'ı kendi hevasından söylemez. "O" kendisine "bildirilen bir vahiyden başkası değildir." Bir başka açıklama da şöyledir: "Kendi hevasından", hevası ile konuşmaz, demektir. Bu açıklamayı Ebû Ubeyde yapmıştır. Yüce Allah'ın: "Sen bunu bir bilene sor." (el-Furkan, 25/59) âyetinin, onun hakkında sor anlamında olması gibidir. en-Nehhâs dedi ki: Katade'nin açıklaması daha uygundur ve bu durumda: "...'dan" gerçek anlamı ile kullanılmış olur. Yani onun söyledikleri, onun öz görüşünden değildir. Söyledikleri ancak yüce Allah'tan bir vahiy ile ortaya çıkar. Çünkü bundan sonra "o bildirilen bir vahiyden başkası değildir" diye buyurutmaktadır. 2- Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın İçtihadı: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın karşı karşıya kaldığı olaylar hakkında içti had etmesinin câiz olmadığını söyleyenler bu âyet-i kerimeyi delil gösterebilirler. Yine bu âyet-i kerimede sünnetin de amel bakımından tıpkı Allah tarafından indirilmiş vahiy gibi olduğuna delalet vardır. Bu hususa dair el-Mikdam b. Madî Kerib'in rivâyet ettiği hadis bu kitabımızın "Mukaddime"sinde ("Kitabın sünnet ile açıklanması bu hususta gelen rivâyetler" başlığı altında) açıklanmış bulunmaktadır, Yüce Allah'a hamdolsun. es-Sicistanî dedi ki: Arzu edilirse: "O bildirilen bir vahiyden başkası değildir" âyeti, "Arkadaşınız asla sapmadı" âyetinden bedel de kabul edilebilir. ' Ancak İbnu'l-Enbarî şöyle demektedir: Bu yanlıştır. Çünkü: "(......): Değildir" lâfzının "nun'unun şeddesiz hali, olumsuz (u)'dan bedel olamaz. Buna delil de bir kimsenin -Allah'a yemin ederim ben kalkmadım, ben ancak oturuyorum anlamında: diyemeyeceğidir, |
﴾ 4 ﴿