8Sizinle din hususunda savaşmamış, sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara İyilik yapmanızı ve onlara adaletli davranmanızı Allah size yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever. "Sizinle din hususunda savaşmamış... onlara adaletli davranmanızı Allah size yasaklamaz" âyeti ile ilgili açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız: 1- Müslümanlara Karşı Tavır Koymayan Müşriklere İyi Davranmanın Hükmü: Bu âyet-i kerîme mü’minlere düşmanlık etmeyip, onlarla savaşmayanları gözetmeleri hususunda bir ruhsat ifadesidir, İbn Zeyd dedi ki: Bu husus barış antlaşması yapılıp savaş emrinin sözkonusu olmadığı İslâm'ın ilk dönemlerinde idi. Daha sonra neshedildi. Katade dedi ki: Bu âyeti yüce Allah'ın: "... artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün" (et-Tevbe, 9/5) âyeti neshetmiştir. Bir görüşe göre bu hüküm belirli bir sebebe bağlı idi. Bu da barıştı. Mekke fethedilmek suretiyle barış sona erince, hüküm neshedildi. bununla birlikte bu âyetin okunması baki kaldı. Bir diğer görüşe göre bu âyet, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın kendileriyle antlaştığı ve kendileriyle antlaşma bulunup bozmadığı kimseler hakkında özeldir. Bu açıklamayı el-Hasen yapmıştır. el-Kelbî dedi ki: Bunlar Huzâa ve el-Hâris b. Abdi Menafoğulkındır. Ebû Salih de böyle demiş olup, bunların Huzâalılar olduğunu söylemiştir. Mücahid de şöyle demiştir: Âyet îman edip hicret etmeyen kimseler hakkında hususidir. Bir başka görüşe göre, bu âyetle kastedilenler, kadınlar ve çocuklardır. Çünkü bunlar savaşmayan kimselerdir. Allah onlara iyilik yapılmasına izin vermiştir. Bu görüşü bazı müfessirler nakletmiş bulunmaktadır. Te'vil ehlinin çoğunluğu ise: Bu âyet muhkemdir, demiş ve şu rivâyeti delil göstermişlerdir: Ebû Bekir (radıyallahü anh)'ın kızı Esma (radıyallahü anhnhâ) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a, müşrik olarak yanına gelen annesinin yakınlık bağını gözetip gözetemeyeceğini sorunca. Peygamber: "Evet" diye buyurmuştur. Bu hadisi Buhârî ve Müslim rivâyet etmiştir. Buhâri, II, 924, V, 2230; Müslim, II, 6%; Müsned, VI. 344, 347 Hatta âyetin onun hakkında İndiği dahi söylenmiştir. Âmir b. Abdullah b. ez-Zübeyr babasından rivâyet ettiğine göre Ebû Bekr es-Sıddîk cahiliye döneminde Kuleyle adındaki hanımını boşamıştı. Bu, Ebû Bekir'in kızı Esma'nın annesidir. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Kureyş kâfirleri arasındaki barış antlaşması döneminde Kuleyle yanlarına geldi. Ebû Bekr es-Sıddık'ın kızı Esma'ya bir küpe ve bazı şeyler hediye etti. Esma bu hediyeleri kabul etmek istemediğinden Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a giderek durumu ona anlam. Yüce Allah da: "Sizinle din hususunda savaşmamış... olanlara İyilik yapmanızı Allah size yasaklamaz" âyetini indirdi. Bu haberi el-Maverdi ve başkaları zikretmiş olup, Ebû Davud et-Tayalisî de bunu Müsned'inde rivâyet etmiş bulunmaktadır Müsned, IV, 4; Heysemî, Mecmâ’, VII, 123 2- Mü’minlere Karşı Çıkmayan Kâfirlere İyilik ve Adalet Yapmak: "... olanlara iyilik yapmanızı" âyetindeki: "(........): ...ma,.." "Olanlara" lâfzından bedel olarak cer mahallindedir. Yani yüce Allah, sizinle savaşmamış olan kimselere iyilikte bulunmanızı yasaklamaz. Bunlar da Huzâalılardır. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile savaşmamak ve ona karşı kimseye yardımcı olmamak üzere banş yapmışlardı. Yüce Allah da onlara iyilik yapmayı ve antlaşma süreleri bitene kadar antlaşmalarına bağlı kalınmasını emretmektedir. Bu açıklamayı el-Ferrâ' yapmıştır. "Ve onlara adaletli davranmanızı" yani akrabalık bağını gözeterek malınızdan bir kist (bir bölüm; âyet-i kerimede "adaletli davranma" anlamını veren "kist" ile aynı kökten) vermenizi yasaklamaz demektir. Yoksa bu âyet ile adaleti kastetmemektedir. Çünkü adalet savaşan kimseler hakkında da, savaşmamış kimseler hakkında da farzdır. Bu açıklamayı İbnu'l-Arabî yapmıştır. 3- Müslüman Evlâdın Kâfir Babasına Nafaka Verme Yükümlülüğü Var mıdır?: Kadı Ebû Bekr "el-Ahkâm (Ahkâmu'l'Kur'ân)" adlı eserinde şunları söylemektedir: "Kendisine (ilmi dolayısıyla) imrenilenlerden bazıları, müslüman evlâdın kâfir babasına nafaka vermesinin vacib olduğuna bu âyeti delil göstermiş bulunmaktadır. Ancak bu büyük bir yanılmadır. Çünkü bir hususa izin vermek yahut onun yasaklanışını terketmek o işin vacib olduğuna delil teşkil etmez. Bu ancak özel olarak mübahlığı ifade eder. İsmail b. İshak el-Kadî'nin yanına bir zımminin girdiğini ve kadının da ona ikramda bulunduğunu, hazır bulunanların bundan dolayı ona itiraz etmesi üzerine onlara karşı bu âyet-i kerimeyi okuduğunu da daha önceden zikretmiş bulunuyoruz.” |
﴾ 8 ﴿