11Eğer zevcelerinizden kâfirlere bir şey geçerse, siz de ardarda onlarla savaşırsanız eşleri gitmiş olanlara harcadıklarını veriniz, îman etmiş olduğunuz Allah'tan da korkun. Bu âyete dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız: 1- Âyetin Nüzul Sebebi ve Hanımları Kâfirlere Kaçan Müslümanlara Tazminat Ödenmesi: "Eğer zevcelerinizden kâfirlere bir şey geçerse..." âyeti ile ilgili olarak rivâyet edilen haberde belirtildiğine göre (bir önceki âyet-i kerimenin hükmü ile ilgili olarak) müslümanlar: Biz Allah'ın hükmüne razıyız deyip, bu hususta (gereğini yapmaları için) müşriklere mektup yazdılarsa da onlar bunu uygulamayı kabul etmediler. Bunun üzerine: "Eğer zevcelerinizden kâfirlere bir şey geçerse siz de ardarda onlarla savaşırsanız, eşleri gitmiş olanlara harcadıklarını veriniz" âyeti nazil oldu. ez-Zührî'nin Urve'den rivâyetine göre Âişe (radıyallahü anhnhâ) şöyle demiştir Şanı yüce: Allah aranızda hüküm verdi ve şöyle buyurdu; Siz de harcadığınızı İsteyin, onlar da harcadıklarını istesinler." Bunun üzerine müslümanlar müşriklere: Allah aramızda şu hükmü vermiş bulunuyor: Size bizden bir kadın gelecek olursa, onun mehrini bize göndereceksiniz. Sizden bize bir kadın gelecek olursa, biz de size onun mehrini göndereceğiz. Bunun üzerine müşrikler onlara şunu yazdılar: Bizler sizin bizde alacak bir şeyiniz olduğunu bilmiyoruz. Eğer bizim sizde alacak bir şeyimiz varsa onu bize gönderiniz. Bunun üzerine yüce Allah şu âyeti İndirdi: "Eğer zevcelerinizden kâfirlere bir şey geçerse, siz de ardarda onlarla savaşırsanız, eşleri gitmiş olanlara harcadıklarını veriniz." İbn Abbâs da yüce Allah'ın: "Bunlar Allah'ın hükümleridir. Aranızda O, hükmeder" âyeti şu demektir: Yani o müslümanlar ile Mekkeli antlaşmaklar arasında birbirlerine (mehirleri karşılıklı olarak) geri vermelerine hükmetmektedir. ez-Zührî dedi ki: Eğer arada antlaşma olmasaydı (hicret eden) kadınlar alıkonulur ve onların kocalarına herhangi bir mehir ödenmezdi. Katade ve Mücahid şöyle demişlerdir: Bu âyetle yalnızca hanımları (müşriklere) gitmiş olan erkeklere yaptıkları harcamaların bir benzerini fey' ve ganimetten vermekle emrolundular. Yine Katade ve Mücahid şöyle demişlerdir: Bu âyet hem bizimle kendileri arasında antlaşma bulunanlar, hem de antlaşma bulunmayan kimseler hakkındadır. Yine derler ki: (Mealde: "Ardarda onlarla savaşırsanız" anlamı verilen); "Kısas uygularsanız (misilleme yaparsanız)" demektir. "Eşleri gitmiş olanlara harcadıklarını veriniz" âyetinde kastedilen de verdikleri mehirlerdir. Bu âyet, bütün kâfirler hakkında umumidir. Yine Katade şöyle demiştir: Şayet hanımlarınızdan sizinle aralarında antlaşma bulunan kâfirlere giden olursa, bu sefer hanımları gitmiş olanlara yaptıkları harcamaların bir benzerini ödeyiniz. Daha sonra bu âyet et-Tevbe Sûresi ile nesholmuştur. ez-Zührî de: Bu uygulama Mekke'nin fethi ile son bulmuştur. Süfyan es-Sevrî: Bugün bununla amel olunmaz, demiştir, Kimileri de: Bu hüküm şu anda da sabittir, demiştir. Bu görüşü de el-Kuşeyrî nakletmiştir. 2- "Ardarda Savaşırsanız" Lâfzının Anlamı: "Ardarda onlarla savaşırsanız" (anlamı verilen lâfız) genel olarak: diye okunmuştur. Alkame, en-Nehaî, Humeyd ve el-A'rec ise ("elipsiz ve) "kaf" harfi şeddeli olmak üzere: diye okumuşlardır. Mücahid iye okumuş ve: "Onların size yaptıklarının benzerini yaparsanız" diye açıklamıştır. ez-Zührî ise "elif siz ve şeddesiz olarak: diye okumuştur. Mesrûk ve Şakik b. Seleme ise "kaf harfi şeddeli ve kesresiz olarak; diye okumuş ve; 'Ganimet alırsanız... diye açıklamıştır. Bütün bunlar aynı anlamı ihtiva eden değişik söyleyişlerdir. Nitekim: "Ganimet alırsanız..." anlamındadır. el-Kutebî de şöyle demiştir: "Ardarda onlarla savaşırsanız" âyeti ardı arkasına gazalar yaparsanız, demektir. İbn Bahr der ki: Yani sizler İrtidad eden kadını öldürmekle cezalandıracak olursanız, bu sefer onun kocasına müslümanların ganimetlerinden mehrini ödeyiniz. 3- Hanımları Kâfirlere Sığınmış Olan Müslüman Kocalara Verilecek Tazminat: "Eşleri gitmiş olanlara harcadıklarını veriniz" âyeti ile ilgili olarak İbn Abbâs şöyle demiştir: Yüce Allah buyuruyor ki: Eğer mü’min olan kadın Mekke kâfirlerine sığınacak olur da sizinle onlar arasında bir antlaşma bulunmayıp, kadının sizin aranızda müslüman bir kocası da varsa ve siz bir ganimet elde edecek olursanız, işte bu müslüman kocaya verdiği mehri, ganimet beşte birlik paylara ayrılmadan önce veriniz. ez-Zührî: Bu fey' malından verilir, demiştir. Yine ondan gelen rivâyete göre kocaya bu mehir, bize gelip sığınan kadınların (kocalarına ödenmesi gereken) mehir(in)den verilir. Bir görüşe göre âyet şu demektir: Eğer müşrikler kendilerine sığınan bu kadının mehrinin tazminatını ödemeyi kabul etmeyecek olurlarsa, siz de onların ahitlerini bozduğunuzu belirtin ve nihayet zafer elde ettiğiniz takdirde bu malı onlardan alın. el-A'meş: Bu âyet mensuhtur demiştir. Atâ ise: Hayır, hükmü sabittir, demiştir. Bütün bu görüşler daha önceden geçmiş bulunmaktadır. el-Kuşeyrî dedi ki: Âyet-i kerîme Ebû Süfyan'ın kızı Um el-Hakem hakkında inmiştir. Um el-Hakem irtidad etmiş ve Kureyşli kocası olan İyad b. Ganm'i terk etmişti. Kureyşliler arasından onun dışında herhangi bir kadın irtidad etmiş değildir. Daha sonra tekrar İslâm'a dönmüştür. es-Sa'lebî'nin İbn Abbâs'tan rivâyet ettiğine göre İslâm'dan dönüp müşriklere sığınan, hicret eden mü’minlerin hanımları altıdır: Fihroğullarından İyad (b. Ğanm b. Züheyr b.) Ebi Şeddad'ın hanımı olan Ebû Süfyan'ın kızı Um el-Hakem, Ömer b. el-Hattâb'ın hanımı Ummu Seleme'nin kızkardeşi Ebû Umeyye b. el-Muğire kızı Fatıma -Ömer (radıyallahü anh) hicret ettiğinde o hicret etmeyi kabul etmeyip irtidad etmişti-, Şemmas b. Osman'ın hanımı olan Ukbe kızı Berva, Hişam b. el-Âs'ın hanımı olan Abdu’l-Uzza kızı Abde, yine Ömer b. el-Hattâb'ın hanımı olan Cervel kızı Um Külsum ile Gaylan kızı Şehbe'dir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kocalarına hanımlarının mehirlerini ganimetten ödemişti. "...Allah'tan korkun" yani size vermiş olduğu emirleri yerine getirmemekten sakının, kaçının.  | 
	
﴾ 11 ﴿