40

Muhakkak ki o, şerefli bir elçinin okuduğu sözüdür.

"Muhakkak ki o" yanı Kur'ân-ı Kerîm

"şerefli bir elçinin" el-Hasen, el-Kelbî ve Mukâtil 'in görücüne göre Cebrâîl'in

"sözüdür." Bunun delili de:

"Şüphe yok ki o çok şerefli bir elçinin sözüdür. Büyük güç sahibi, Arş'ın sahibinin nezdinde yüksek bir mevki sahibi olan elçinin (sözüdür)" (el-Tekvîr, 81/19-20) âyetidir.

Yine el-Kelbî ve el-Kutebî şöyle demektedir: Burada rasöl (eki)den kasıt Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'dır. Çünkü (bir sonraki âyet-i kerimede):

"O bir şair sözü de değildir" diye buyurulmaktadır. Kur'ân-ı Kerîm Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın sözü değildir. O Allah'ın sözüdür. Sözün Allah'ın Rasûlüne nisbet edilmesi, onu okuyanın, tebliğ edenin ve gereğince amel edenin o oluşundan dolayıdır! Bu da bizim: Bu, İmâm Mâlik'in sözüdür, dememize benzer.

40 ﴿