4

Melekler de, Ruh da oraya miktarı ellibin yıl olan bir günde yükselir.

"Melekler de, Ruh da... yükselir." Yani yüce Allah'ın kendileri için takdir etmiş olduğu, o yüksek dereceler üzerinde yükselirler. İbn Mes’ûd, arkadaşları, es-Sülemî ve el-Kisâl ("te" harfi yerine) "ye" ile çoğul kastederek; diye okumuşlardır. Bunun diğer sebebi ise onun:

"Melekler" hıfzını müzekker kabul ediniz, müennes olarak değerlendirmeyiniz, demiş olmasıdır. Diğerleri ise yine çoğul kastı ile "te" ile okumuşlardır.

"Rûh" Cebrâîl (aleyhisselâm)'dır. Bu açıklamayı İbn Abbâs yapmış olup delili yüce Allah'ın:

"Onu Ruhu'l-Emin indirdi" (eş-Şuara, 26/193) âyetidir.

Bunun yaratılış itibariyle pek azametli bir başka melek olduğu da söylenmiştir. Ebû Salih de şöyle demiştir: Bu yaratılış itibariyle insanlar gibi olmakla birlikte, insan olmayan, Allah'ın yarattıklarından bir yaratıktır. Kabisa b. Züeyb dedi ki: Bu ölenin kabzolunduğu vakitki ruhudur.

"Oraya" yani yerleri olan o mekâna ki o da semâdır.- Çünkü sema yüce Allah'ın lütuf ve ihsanlarının mekânıdır. Bunun İbrahim (aleyhisselâm)'ın söylediği:

"Ben Rabbime gidiciyim" (es-Sâffât, 37/99) sözüne benzediği de söylenmistir. Bu da Allah'ın bana emrettiği yere gidiyorum, demektir. Buradaki

"oraya" âyetinin Arşına anlamında olduğu da söylenmiştir.

"Miktarı ellibin yıl olan bir günde" âyeti hakkında Vehb, el-Kelbî ve Muhammed b. İshak şöyle demişlerdir: Yani meleklerin kendi yerleri olan o mekâna yükselmeleri başkalarına göre eğer yükselecek olsalardı, ellibin yıllık olan bir sürede gerçekleşir. Yine Vehb dedi ki: Yerin en altı ile Arş'a kadar olan mesafe, ellibin yıllık bir yoldur. Mücahid'in görüşü de böyledir.

Bu âyet-i kerîme ile es-Secde Sûresi'nde yer alan:

"Sonra miktarı sizin saymanıza göre bin yıl olan bir günde" (es-Secde, 32/5) âyetlerini birbiri ile telif ederek şöyle demektedir: "Miktarı ellibin yıl olan bir günde" âyeti emrinin vardığı son yer olan yerlerin en altından, semavatın en yukarısına kadarki mesafe ellibin yıldır. Buna karşılık yüce Allah'ın es-Secde Sûre.-: alar. 'miktarı bin yıl olan bir günde" âyeti ile kastettiği ilâ-r.i =-rrj\r. dünya semasından yere inmesi, yerden semaya çıkması ise, bin yıl günde gerçekleştiğidir. Çünkü sema ile yer arasındaki mesafe beşyüz

Yine Mücahîd'den ve el-Hakem ile İkrime'den şöyle dedikleri zikredilmektedir: bu, dünya ömrünün süresidir. Yaratıldığı ilk günden İtibaren geriye kalan son vakte kadarki süre ellibin yıldır. Yüce Allah'tan başka kimse ne kadar geçtiğini ve ne kadar kaldığını bilemez.

Maksadın kıyâmet günü olduğu da söylenmiştir. Yani o günde hüküm süresi, eğer yaratılmış bir varlık onu üstlenecek olursa, ellibin yıllık bir süredir. Bunu da İkrime söylediği gibi, el-Kelbî ve Muhammed b. Ka'b da böyle demişlerdir. Yüce Allah: Ben bu işi bir saatte (bir anda) bitiririm, diye buyurmaktadır.

el-Hasen dedi ki: Bu kıyâmet günüdür; fakat kıyâmet gününün bitmesi sözkonusu değildir. O halde maksat, onların hesab için duracakları süredir. Bu da dünya senelerinden ellibin yıldır. Bundan sonra ise İki yurdun sakintert (cennetliklerle cehennemlikler) yurtlarında yerleşeceklerdir.

Yemân dedi ki: Bu, kıyâmet günüdür. Bunda herbirisi bin yıllık bir süre olan elli ayrı konum olacaktır.

İbn Abbâs dedi ki: Bu kıyâmet günüdür. Allah, bunu kâfirlere göre ellibin yıl kadar uzatmıştır. Ondan sonra da ebediyyen kalmak üzere cehenneme gireceklerdir.

Derim ki; -înşaallah- bu, âyet-î kerîme hakkında ileri sürülmüş en güzel görüştür. Buna delil de Kasım b. Esbağ'ın rivâyet etçiği Ebû Said el-Hudrî'nin şöyle dediğini belirttiği hadistir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Miktarı ellibin yıl olan bir senede" diye buyurdu. Ben: Bu ne kadar da uzun bir süredir, dedim. Bu sefer Pegyamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki; o gün mü’mine öyle hafifletilecek ki onun için dünya hayalında kılmış olduğu farz bir namazdan daha çabuk geçecektir." İbn Milibarı, Sahih, XVI, 329; Müsned, IH, 75, Heysem i, Mecmâ', X, 337

en-Nehhâs bu görüşün doğruluğuna Süheyl'in babasından, onun Ebû Hüreyre'den, onun da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan rivâyet ettiği Peygamber Efendimizin şu sözünü delil göstermektedir: "Malının zekâtını ödemeyen herkese mutlaka malı kendisine ateşten büyük ve erkek bir yılan haline getirilir. Onunla alnı, sırtı ve böğürleri miktarı ellibin yıl olan bir günde -yüce Allah İnsanlar arasında hüküm verinceye kadar dağlanacaktır" Ebû Dâvûd, 11, 124; Nesâî, V, 13; Beyhakî, ea-Sunenu'l-Kübrâ, IV, Sİ, 137, 183, VII, 3; Müsned, II, 112, 2fi2, 276, 383, 4H9 (hepsi ele aynı manada benzer lâfızlarla) (en-Nehhâs) dedi ki: İşte bu da bugünün kıyâmet günü olduğuna delil teşkil etmektedir.

İbrahim el-Teymî dedi ki: Bugünün mü’mine göre süresi ancak öğle ile ikindi arası kadardır. Bu anlamdaki rivâyet, merfu olarak Muâz (radıyallahü anh) yoluyla gelen hadiste de belirtilmiştir. Buna göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah sizleri iki namaz arasındaki vakit kadarlık bir sürede hesaba çekecektir. Bundan dolayı o kendisini "hesabı pek süratli olan ve hesaba çekenlerin en süratlisi" diye adlandırmıştır." Deylemî, Firdevs, III, 37H Bunu el-Maverdî zikretmektedir.

Bu işin yarım günde bitirileceği de söylenmiştir. Yüce Allah'ın şu âyetinde olduğu gibi:

"O günde cennetliklerin kalacakları yer çok hayırlı ve dinlenecekleri yer çok güzeldir." (el-Furkan, 25/24) işte bu, bunun yaratılmışların kavrayış miktarlarına göre (olacağına) delildir, yoksa hiçbir hal ve durum onu bir başka durumla uğraşmaktan alıkoymaz, Nasıl ki onların hepsini aynı anda rızıklandırıyor ise, aynı şekilde onları bir anda hesaba çekecektir. Yüce Allah:

"Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra diriltilmeniz ancak bir can gibidir." (Lokman, 31/28) diye buyurmaktadır.

Yine İbn Abbâs'tan gelen rivâyete göre; kendisine bu âyet-i kerîme ile yüce Allah'ın:

"Miktarı bin yıl olan bir günde" âyeti hakkında sorulunca şu cevabı vermiş: Bunlar yüce Allah'ın miktarını belirttiği günlerdir. Bunların nasıl olacağını en iyi bilen O'dur. Bu günler hakkında bilmediğim bir şeyi söylemek hoşuma gitmez,

Ellibin yılın sözkonusu edilmesinin temsilî bir anlam ifade ettiği de söylenmiştir. Buna göre; bu, hesab için durulacak sürenin uzunluğunu ve insanların bu süre zarfında çekecekleri sıkıntıları tanıtmakdır. Araplar zorlu ve sıkıntılı günleri uzunlukla, sevinç günlerini de kısalıkla nitelendirirler. Şair şöyle demektedir:

"Ve bir gün ki; mızrak gölgesi kadar kısalttı uzunluğunu bizim için

Kırbanın kanı (şarab) ile atların seslerinin yankılanması."

İfadede'takdim ve tehir olduğu da söylenmiştir. Anlamı şöyledir: İsteyen biri inecek azâbı istedi. O (azâb) kâfirler içindir. Allah"tan gelecek olan bu azâbı kimse önleyemez. (Bu azâb) meleklerin ve ruhun kendisine yükseldiği miktarı ellibin yıl olan bir günde (olacaktır).

İşte bu da bizim tercih ettiğimiz görüşün manasını ifade etmektedir. Başarı Allah'tandır.

4 ﴿