NÛH SÛRESİRahmân ve Rahîm. Allah'ın İsmi ile Mekke'de inmiştir, yirmisekiz âyettir. 1Gerçekten Biz, Nûh'u kavmine: "Kendilerine çok acıklı bir azâb gelmezden önce kavmini korkut" diye gönderdik. Daha önce el-A'râf Sûresi'nde (7/59- âyetin tefsirinde) Nûh (aleyhisselâm)'ın gönderilmiş ilk rasûl olduğuna dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır. Ayrıca bunu Katade, İbn Abbâs'tan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan rivâyet etmiştir. Peygamber buyurdu ki: "İlk gönderilen rasûl Nûh'dur. O yeryüzündeki herkese peygamber olarak gönderilmiştir." Buhâri, IV, 1624, VI, 26%; Müslim, I, 180; Hâkim, Müstedrek II, 595; Nesâî, es-Sünenu'l-Kübrâ, VI, 364; İbn Mâce, II, 1442; Müsned, III, 116; Tayâlisî, Müsned, I, 26.. Bundan dolayı yeryüzündekiler kâfir olunca, Allah yeryüzünde bulunan herkesi suda boğdu. Nûh (aleyhisselâm)'ın nesebi (babasından geriye doğru) şöyledir: Nûh b. Lâmek b. Müteveşlih b. Ahnuh -ki İdris'tir- b. Yered b. Mehlâyîl b. Enûş b. Kaynarı b. Şîs b. Âdem (aleyhisselâm)'dır. Vehb dedi ki: Bunların hepsi mü’min kimseler idi. O kavmine elli yağında iken peygamber olarak gönderildi. İbn Abbâs: Kırk yaşında iken demiştir. Abdullah b. Şeddad ise Nûh üçyüzelli yaşında iken peygamber olarak gönderildi. Bu husustaki açıklamalar bundan önce el-Ankebût Sûresinde (29/14-15. âyetlerin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır, Allah'a hamdolsun. " Kavmini korkut diye" âyeti; takdirindedir. Buna göre; diye" cer harfinin düşürülmesi ile nasb konumundadır. Bu cer harfinin; ile birlikte bulunması halinde amel etmesi güçlü olduğundan ötürü cer konumunda olduğu da söylenmiştir. Bunun müfessire (tefsir edici) anlamında olması da mümkündür. O takdirde irapta mahalli olmaz. Çünkü "irsal: peygamber göndermemde emir manası vardır. Bu takdirde ayrıca "be" harfini takdir etmeye gerek yoktur. Abdullah (b. Mesud)'ın kıraatinde; Kavmini korkut" şeklinde olup " ...diye" edatı getirilmemiştir ki; bu da: "Biz ona: Kavmini korkut, dedik" anlamındadır. înzârm (uyarıp, korkutmanın) anlamına dair açıklamalar daha önceden el-Bakaraleyhisselâmûresi'nin baş taraflarında (2/6. âyetin başında) geçmiş bulunmaktadır. "Kendilerine çok acıklı bir azâb gelmezden önce" âyeti ile ilgili olarak İbn Abbâs şöyle demektedir: Bununla âhiretteki cehennem ateşinin azabını kastetmektedir. el-Kelbî Bu başlarına gelen tufan azabıdır, demiştir. Bir başka açıklamaya göre âyet; Eğer îman etmeyecek olurlarsa, çok acıklı bir azâbın gelip hepsini vuracağını belirterek onları korkut, demektir. O bakımdan o, kavmini davet ediyor, onları korkutup uyarıyor, fakat onlardan kimsenin çağrısını kabul ettiğini görmüyordu. Bunun yerine kavmi onu bayılıncaya kadar dövüyordu. O da: "Rabbim, kavmime mağfiret buyur, çünkü onlar bilmiyorlar" diyordu. Buna dair yeterli açıklamalar daha önce el-Ankebût Sûresi'nde (29/14-15- âyetlerin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır, Allah'a hamdolsun. |
﴾ 1 ﴿