16Miktarlarını kendilerinin tayin ettiği gümüşten billur kaplar. "Miktarlarını kendilerinin tayin ettiği" âyeti genel olarak "kaf" ve "dal" harfleri fethah okunmuştur. O kaplan etraflarında dolaştıran sakilerin kendilerine takdir ettiği.., demektir. İbn Abbâs, Mücahid ve başkaları da şöyle demiştir: Fazlalık ya da eksiklik sözkonusu olmaksızın, içmeye ihtiyaç duydukları kadarıyla miktarlarını tayin edeceklerdir. el-Kelbi dedi ki; Böylesi hem daha lezzetli, hem daha da çekicidir. Yani etraflarında bu içkileri dolaştıran melekler, bu miktarları takdir edecektir. Yine İbn Abbâs'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Bunları avuç dolduracak kadar takdir edeceklerdir. Ne fazla, ne de eksik; ta ki ağırlığı ile yahutta az miktarı ile onları rahatsız etmesin. Bir diğer açıklamaya göre de; o içeceğin miktarını bizzat içeceklerin kendileri arzuladıkları şekilde takdir edecek ve miktarlarını öylece tesbit edeceklerdir. Ubeyd b. Umeyr, eş-Şa'bi ve İbn Sîrin ise "kaf" harfini ötreli, "dal" harfini de kesreli olarak; diye okumuşlardır ki, onların isteklerine göre istedikleri miktarda onlara sunulur demektir, el-Mehdevi bu kıraati Ali ve İbn Abbâs (Allah ikisinden de razı olsun)'dan zikretmekte ve şöyle demektedir. Bu şekilde okuyanların kıraatinin anlamı da diğer kıraatin anlamı çerçevesi içerisindedir. Sanki bunun asli: şeklinde olmakla birlikte, cer harfi hazfedilmiş gibidir. Mana da: Bu miktar onlar için takdir ve tesbit edilmiştir" şeklindedir. Sîbeveyh şu beyiti nakletmektedir: "Sen, Irak buğdayını ömür boyunca yemeyeceğim diye yemin ettin Halbuki o buğdayı o şehirde (Şam'da) böcekler yemektedir." Burada; Irak buğdayı hakkında anlamında olduğu kabul etmiştir. Şöyle de açıklanmıştır: Burada sözü edilen miktarların tayin edilmesi şu demektir: Kaseler uçar ve içenin arzusu kadarı ile içki ile dolar. İşte yüce Allah'ın: "Miktarlarını kendilerinin tayin ettiği" âyeti bunu anlatmaktadır. Bu miktar ne ihtiyaçtan fazladır, ne de eksiktir. Bardaklara canı çekenin arzu ettiği miktarı bilmesi, ilham yolu ile bildirilecek ve bardaklar da o mikcan dolduracaktır. Bu görüşü Tirmizi el-Hakim Nevâdiru'l-Usul adlı eserinde zikretmiş bulunmakladır. |
﴾ 16 ﴿