4Tam anlamı ile ayırdedenlere, "Tam anlamı ile ayırdedenlere"; bunlar da hak ile batılı birbirinden ayırdedici hükümleri indiren meleklerdir. Bu açıklamayı İbn Abbâs, Mücahid, ed-Dahhak ve Ebû Salih yapmıştır. ed-Dahhak'ın İbn Abbâs'tan rivâyetine göre o, şöyle demiştir: Maksat meleklerin ayırdığı gıdalar, rızıklar ve ecellerdir. İbn Ebi Necin, Mücahid'den şöyle dediğini rivâyet etmiştir: "Ayırdedenler" bulutların arasını ayırıp, onları dağıtan rüzgarlardır. Said'den ve onun Katade'den rivâyetine göre, Katade şöyle demiştir: "Tam anlamıyla" furkanı "ayırdedenler" demektir. Allah bu furkanla hak ile batılı, haram ile helali birbirinden ayırdetmiştir. el-Hasen ve İbn Keysan da böyle açıklamışlardır. Bununla, Allah'ın verdiği emirler ile O'nun yasaklarını birbirinden ayıran, vani bunları açıklayan rasûllerin kastedildiği de söylenmiştir. Bunun, doğum yaptıktan sonra yeryüzünde başını alıp giden gebe deve anlamındaki; 'e benzetilerek yağmur yağdıran bulutlar, anlamında olduğu da söylenmiştir. Bu şekildeki dişi develere: ile denilir Diğer bulutlardan ayrı ve farklı olan böyle bir bulutu bu tür bir deveye benzetmiş olmaları da muhtemeldir. Şair Zu'r-Rimme şöyle demiştir: "Yahut, üst taraflarını çakan şimşeklerin aydınlattığı Son derece simsiyah karanlıklarda parıldayan apayrı bir buluttur." |
﴾ 4 ﴿