15

Arş'ın sahibidir, Mecîd'dir.

"Arş'ın sahibidir, Mecîddir." Âsım dışında kalan Kûfeliler:

"Mecîd"

"Arş’ın sahibi" şeklinde kesreli ve

"Arş"ın sıfatı diye okumuşlardır. "Rabbinin" lâfzının sıfatı diye de açıklanmıştır. Yani senin Mecid olan Rabbinin azâb ile yakalayışı pek çetindir. Burada arada başka ifadelerin girmesi (ona sıfat olmasına) engel değildir. Çünkü bunlar da şiddeti açıklamak bakımından sıfat hükmündedirler.

Diğerleri ise; "Zu" "Sahib" lâfzının sıfatı olarak ref ile okumuşlardır ki bu da yüce Allah'dır. Ebû Ubeyd ve Ebû Hatim bu okuyuşu tercih etmişlerdir. Çünkü Mecd, kerem ve lütuftaki en ileri dereceyi ifade eder. Şanı yüce Allah da bununla muttasıftır. Bununla birlikte el-Mü’minün Sûresinin sonlarında (23/116. âyet-i kerimede) yüce Allah'ın arşı "el-Kerîm" olmakla nitelendirilmiş bulunmaktadır.

Araplar der ki: "Fi kulli şecerin nârun, ve estemcede’l-merhu ve’l-afâru" "Her ağaçta ateş vardır fakat bu bilhassa merh ve afar denilen ağaçlarda çok daha fazladır." Yani bunlardaki ateş en ileri derecededir ki, bunlardan kolaylıkla (birbirlerine sürtmek suretiyle) ateş alınır.

"Arş'ın sahibi" mutlak mülk ve saltanatın sahibi demektir. Nitekim "filan kişi mülkünün tahtı üzerindedir" denilir, isterse o fiilen tahtın üzerinde olmasın. "tulle arşuhu" "Saltanat ve egemenliği gitti" de denilir. Bu hususa dair açıklamalar daha önce el-A'raf Sûresinde. (7/54. âyetin tefsirinde) ve özellikle de "Kitabu'l-Esnâ fi Şerhi Esmaillahi'l-Hüsnâ" adlı eserimizde geçmiş bulunmaktadır.

15 ﴿