9

O gün gizlilikler açığa çıkartılır.

Gizliliklerin Açığa Çıkartılacağı Gün:

Âyeti, o insanı yeniden diriltemeye güç yetirendir, anlamında kabul edenlerin görüşüne göre: "Yevm"

"Gün" lâfzında âmil, yüce Allah'ın;

"güç yetirendir" (8. âyet) âyetidir. Bunda

"onu döndürmeye" (8. âyet) âyeti amel etmez. Çünkü bu durumda; "İnne"

"Şüphe yok ki" (8. âyet) âyetinin haberine muttasıl olan ifade ile sıla birbirinden ayrılmış olur.

"Şüphe yok ki O, onu döndürmeye elbette güç yetirendir" âyeti ile ilgili diğer görüşlere göre ise

"o günde" âyetindeki amil gizli bir fiildir. Bunda

"güç yetirendir" anlamındaki lâfız amel etmez. Çünkü bundan (onu döndürmeye güç yetirmekten) kasıt bunun dünyada olacağıdır.

"Açığa çıkartılır" sınanır, imtihan edilir, demektir. Ebû’l-Ğûl et-Tuhavî şöyle demiştir:

"Kahramanlıkları son bulmaz onların, velev ki onlar

Ardı arkasına çeşitli zamanlarda savaş ateşine düşseler bile."

Bu beyitin ilk kelimeleri; “Teblâ bâletuhum” diye de rivâyet edilir. Bunun "te" harfini ötreli olarak; “Tublâ” diye rivâyet edenler, bu lâfzı 'sınamak, denemek':ten gelen bir kelime olarak kabul ederler. Bu rivâyete göre -kahramanlık anlamı verilen kelime olan-: “el-bâletu” hoşlanmayın anlamına gelir. Sanki: Onların bu hususta yani savaş hususunda hoşlanmadıkları bilinmez, demek istemiş gibidir. “Tublâ”

"Açığa çıkartılır" lâfzı da bilinir anlamına gelir. Bu durumda beyit: Onların -savaşa girseler dahi- savaştan hoşlanmadıkları bilinmez demek olur.

Recez vezninde şair şöyle demiştir:

"Bugünden önce sen beni küçümsüyordun

Bugün de ben seni tanıyorum artık ve sen de beni tanıyorsun."

Bir önceki beyitin ilk kelimelerini "te" harfini üstün olarak: “Teblâ” diye rivâyet edenlerin rivâyetine göre de anlam şöyle olur: "Savaş onların aleyhine zaman zaman tekrarlanacak olsa dahi, onlar savaşmaktan yana zaaf göstermezler." Çünkü zorlu işler insanın aleyhine tekrarlanacak olursa onu yıkar ve onu zayıf düşürür.

"Gizlilikler açığa çıkartılır." Görünmeyen, saklı olan şeyleri dışarı çıkar ve görünür anlamında olduğu da söylenmiştir. Gizli olan ve saklı olan şeyler ise, insanın açığa vurmadığı hayır ya da şer türünden olup içinde saklayıp, dışa vurmadığı îman ya da küfür türünden herşeydir. Nitekim el-Ahvas şöyle demiştir:

"Kalbin içinde ve ciğerimde onun için saklı kalacaktır.

Gizli, saklı bir sevgi, gizliliklerin açığa çıkacağı günde."

"Gizlilikler"in Mahiyeti İle İlgili Görüşler;

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

"Yüce Allah, dört hususta kullarına güveni esas kılmıştır, bunlar namaz, oruç, zekât ve gusüldür. İşte yüce Allah'ın kıyâmet gününde sınayacağı gizlilikler bunlardır." Ebû Nuaym, Hilye, II, 193

Bu hadisi el-Mehdevî zikretmiştir.

İbn Ömer dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurduki:

"Üç husus vardır ki, kim onları gereği gibi korursa; o, gerçek anlamıyla Allah'ın dostudur. Kim de bunlara ihanet ederse o gerçek anlamda Allah'ın düşmanıdır. Namaz, oruç ve cünüblükten gusletmek." Heysemî, Mecmâ', I, 293.

Bunu da es-Sa'lebî zikretmiştir.

el-Maverdî, Zeyd b. Eslem'den şöyle dediğini zikretmektedir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

"Emanet üç husustur. Namaz, oruç ve cünüblük. Yüce Allah Âdemoğluna namazı emanet etmiş ve bu hususta ona güveni esas kılmıştır. O, dilerse namaz kılmadığı halde, namaz kıldım diyebilir. Yine yüce Allah, Âdemoğluna orucu emanet etmiş ve bu hususta ona güvenilmesini esas kılmıştır. Dilerse oruç tutmadığı halde, oruç tuttum diyebilir. Yine yüce Allah, cünüblük hususunda Âdemoğluna güveni esas kılmıştır. O dilerse gusletmediği halde guslettim diyebilir. Arzu ederseniz "o günde gizlilikler açığa çıkartılır" âyetini okuyunuz." Maverdi, Nüket, VI, 248.

Bu hadisi es-Sa'lebî de Atâ yoluyla zikretmiş bulunmaktadır.

Eşheb'in rivâyetine göre; o şöyle demiştir: Ben Malik'e yüce Allah'ın:

"O gün gizlilikler açığa çıkartılır" âyeti hakkında şöyle sordum:

"Abdestin gizliliklerden olduğuna dair sana bir rivâyet ulaştı mı?" O şöyle dedi:

"Bu husus bana insanların söylediği sözler arasında ulaşmış bulunmaktadır. Rivâyet edeceğim bir hadis olarak ise bana böyle bir şey ulaşmış değildir. Namaz gizliliklerdendir, oruç gizliliklerdendir. Kişi isterse namaz kılmadığı halde namaz kildim diyebilir. Kalblerde bulunan hususlar da gizliliklerdendir ve Allah kullarına bunların karşılıklarını verir."

İbnu'l-Arabî dedi ki: İbn Mes’ûd dedi ki: Emanet dışında şehidin bütün günahları bağışlanır, Abdest emanettendir, namaz ve zekât emanettendir. Bir kimsenin yanında emanet olarak bırakılan mal emanettendir. Bunun en ağır olanı ise emanet olarak bırakılan maldır. Kıyâmet gününde bu kişiye aldığı günkü şekliyle müşahhas olarak gösterilir ve ona gösterilen bu emanet cehennemin dibine atılır. Ona: Onu çıkart denilir, o da onun arkasından gider ve onu alıp boynuna koyar. Nihayet onu dışarı çıkartacağını ümit edeceği bir noktaya gelince üzerinden kayar, geri düşer. O da onun arkasından gider. Zaman uzayıp gittikçe onun bu hali de devam edip gidecektir.

Ubeyy b. Ka'b dedi ki: Ferci hususunda kadına güven duyulması emanettendir. Eşheb dedi ki: Süfyan bana dedi ki: Ay hali ve gebelik hususunda bu böyledir. Eğer: Ben ay hali olmadım ve ben hamileyim diyecek olursa, bu hususta kendisinin yalan söylediği bilinecek herhangi bir şey ortaya çıkmadığı sürece, onun dediği kabul edilir.

Hadiste şöyle denilmiştir: "Cünüblükten gusletmek emanettendir."

İbn Ömer dedi ki: Yüce Allah, kıyâmet gününde gizli olan herbir sırrı açığa çıkartır ve bu, yüzlerde ya bir güzellik ya da bir çirkinlik olarak görülür. Allah herşeyi bilendir. Fakat meleklerin ve mü’minlerin alâmetlerini açığa çıkartır (böylece başkaları da bu gizlilikleri öğrenmiş olur).

9 ﴿