16

Ve etrafa yayılmış, son derece kıymetli yaygılar vardır.

"Ve etrafa yayılmış, son derece kıymetli yaygılar vardır." Ebû Ubeyde dedi ki:

"Ez-Zerâbiyy"

"Yaygılar" demektir. İbn Abbâs dedi ki: "Ez-Zerâbiyy" "İnce kadifeleri bulunan küçük yastıklar" demektir. Bunun tekili, "Zurbiyetun" ...diye gelir, el-Kelbî ve el-Ferrâ' da böyle demişlerdir.

"El-Mebsuse"

"Etrafa yayılmış" yayılmış, serilmiş demektir. Bu açıklamayı Katade yapmıştır.

Biri diğerinin üstünde diye de açıklanmıştır ki, bu da İkrime'nin görüşüdür. Pek çok diye de açıklanmıştır. Bu da el-Ferrâ'nın görüşüdür. Meclislerde etrafa dağılmış diye de açıklanmıştır. Bu açıklama da el-Kutebî'ye aittir.

Derim ki: Bu daha doğrudur. Çünkü bunlar (bu değerli yaygılar) pekçok ve etrafa yayılmış olacaktır. "Vebesse fihâ min kulli dâbbetin"

"Ve orada her çeşit canlıyı üretip yaymasında" (el-Bakara, 2/164) âyetinde de aynı kökten gelen lâfız kullanılmıştır.

Ebû Bekr el-Enbari dedi ki: Bize Ahmed b. el-Huseyn anlattı, dedi ki: Bize Huseyn b. Arafe anlattı, dedi ki: Bize Ammar b. Muhammed anlattı, dedi ki: Ben Mansur b. el-Mutemir'in arkasında namaz kıldım. O:

"Sana örtüp bürüyenin haberi geldi ya" (1. âyet) sûresini okudu. Bu sûrede:

"Ve etrafa yayılmış, son derece kıymetli yaygılar vardır." Orada nimetler içerisinde huzurla yaslanmış olacaklardır, diye okudu.

16 ﴿