9Bir de bir dil ve iki dudak? "Biz, ona" kendileriyle gördüğü "iki göz vermedik mi?" Kendisiyle konuştuğu "bir de dil" ve ağzını kendileri ile kapattığı "İki dudak" vermedik mi? Yani bunları yapan Bizleriz. O halde, onu öldükten sonra diriltmeye ve işlediklerini yayıp dökmeye, kadir olanlarız. Ebû Hazim dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah buyurdu ki: "Ey Âdemoğlu! Sana haram kıldığım hususlar hakkında dilin seninle çekişmeye girişecek olursa, iki kapak ile Ben ona karşı sana yardım etmiş bulunuyorum, sen de o kapakları kapat. Sana haram kıldığım hususlarda şayet gözün seninle çekişecek olursa, sana onlara karşı iki kapak ile destek vermiş bulunuyorum. O kapakları kapat. Eğer sana haram kıldığım hususlarda fercin seninle çekişecek olursa, ona karşı sana iki kapak ile destek vermiş bulunuyorum, kapat." "Eş-şefetu" "Dudak" lâfzının aslı; "Eş-şefhetu" olup, bundan "he" hazfedilmiştir. Küçültme ismi: "Şufeyhe" şeklinde, çoğulu ise; "Şifâhun" ...diye gelir. "Şefehât" ile "Şefevât" diye de kullanılır. "He" ile çoğul yapılması kıyasa daha uygun, "vav" ile çoğul yapılması daha umumidir. Bu haliyle "seneler" anlamındaki; "Es-senevât"e benzetilmektedir. el-Ezherî şöyle demiştir: Vasl halinde; "Hâzihi şefeatun" "Bu bir dudaktır" denilir. "He" ile: "Veşefeh" diye de kullanılır. Katade dedi ki: Aslında Allah'ın nimetleri apaçıktır. Yüce Allah, şükredesin diye onları sana da saydırıp döktürmektedir. |
﴾ 9 ﴿