8Ve yalnız Rabbine yönel! Bu âyete dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız: 1- Bir İşi Bitirdikten Sonra Bir Diğerine Yönelmek: "O halde boş kaldın mı" âyeti hakkında İbn Abbâs ve Katade şöyle demişlerdir: Namazını bitirdin mi "hemen yorul!" Yani duaya yönelmekte mübalağa et ve O'ndan ihtiyacın olan şeyleri iste! İbn Mes’ûd dedi ki: Farzları eda edip bitirdiğin vakit, gece namaza kalkmak suretiyle yorul. el-Kelbi dedi ki: Risaletini tebliğ etmeyi bitirdin mi "hemen yorul!" Yani kendi günahın, mü’minler ve mü’min kadınlar için mağfiret dile! el-Hasen ve yine Katade şöyle demişlerdir: Düşmanın ile cihadını bitirecek olursan, hemen Rabbine ibadet ile yorul. Mücahid'den: "O halde" dünya işlerini bitirip "boş kaldın mı hemen" namaz kılmakla "yorul" diye açıkladığı nakledilmiştir. el-Hasen'den de buna yakın bir açıklama nakledilmiştir. el-Cüneyd dedi ki: İnsanların işlerini bitirdin mi hemen hakka ibadete gereği gibi gayret göster. İbnu'l-Arabî dedi ki: Bazı bid'atçiler bu âyet-i kerimeyi "sad" harfini kesre ile ve (fiilinin) ilk harfini hemze kabul ederek: "Nasbet, tayin et" diye okumuşlar ve şöyle demişlerdir: Bu; yerine halife olarak geçecek olan İmâmı nasbet anlamındadır. Ancak böyle bir şey hem kıraat bakımından, hem mana bakımından batıldır. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hiçbir kimseyi yerine halife tayin etmiş değildir. Kimi cahiller de bu lâfzı "be" harfini şeddeli olarak; " Yönel, dökül" diye okumuşlardır ki; bunun da anlamı şu olur: Sen cihadını bitirdin mi ülkene geri dönmek için acele davran, gayret göster. Bu da kıraat bakımından -icmaa aykırı olduğundan ötürü- bâtıldır. Fakat anlamı doğrudur. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sefer (yolculuk) azaptan bir parçadır. Sizden herhangi birinizi uykusundan, yemeğinden, içeceğinden alıkoyan Bundan dolayı herhangi biriniz ihtiyacını karşılayacak olursa, ailesine dönmekte acele etsin." Buhârî, III, 1093; Müslim, III, 1526; İbn Mace, II, y62; Muvatta’, 11, 980; Müsned, II, 236. 445, 496. İnsanlar arasında azapları en şiddetli olanlar ve varacakları yer ile akıbetleri en kötü olan kimseler, doğru bir manayı alıp, o manaya uygun kendiliğinden bir kıraat ya da bir hadis uyduran kimsedir. Böyle bir kimse hem Allah'a, hem de ü'nun Rasûlüne karşı yalan söylemiş olur. Allah'a karşı yalan uydurup, düzenden daha zalim kimdir? el-Mehdevî decii ki: Ebû Cafer el-Mansur'dan rivâyet edildiğine göre o (ilk âyet olan "Biz göğsünü senin için açıp genişletmedik mi" (1. âyet) âyetindeki); "Açıp, genişletmedik mi" anlamındaki lâfzı; şeklinde "ha" harfini üstün olarak okumuştur ki, böyle bir okuyuşun doğruluğu çok uzak bir ihtimaldir, (Sonunda) şeddesiz bir "nûn" takdiri ile açıklanabilir, Sonra da bu "nün" vakıf halinde "elif ile değiştirilmiş, arkasından vasıl hali vakfa göre yorumlanıp, arkasından da "elif" hazfedilmiş. Buna uygun olarak şu beyit zikredilmiştir: "Gelip seni bulan, kederleri Kamçı ile atın kulakları arasına indirdiğin darbe gibi bir darbe ile vur (ve uzaklaştır)." Şair burada: demek istemiştir. Ebû's-Semmal'den "boş kaldın mı" anlamındaki lâfzı "re" harfini kesreti olarak; diye okuduğu rivâyet edilmiştir ki; bu da bu kelimenin bir söyleniş tarzıdır. "Yönel!" anlamındaki lâfız; "(Başkalarını) yönelt" diye de okunmuştur ki: insanları onun nezdinde bulunanlara yönelt ve onlara olan rağbetlerini arttır, demek olur. İbnu'l-Arabî dedi ki: Şureyh'den rivâyet edildiğine göre, o bir bayram gününde oyun oynayan bir topluluğun yanından geçmiş ve: Sâri' (olan Allah) bunu emretmemiştir, demiştir. Ancak bu tartışılır bir husustur. Çünkü Habeşliler bayram gününde Peygamber mescidinde kılıç ve kalkanlarla oynuyorlar ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onları seyrediyordu. Ebû Bekir, Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)ın evine Âişe (radıyallahü anha)'nın yanına girip de yanında ensar kızlarından şarkı söyleyen iki küçük kız görmüş. Ebû Bekir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın evinde şeytanın ş'Aîkvbm «vı söyleniyor, diye çıkışmış, Peygamber: "Onları bırak ey Ebû Bekir! Çünkü bu bir bayram günüdür" diye buyurmuştur. Buhârî, I, 335, III, 1298; Müslim, II, 608; Nesâî, III, 195, 196; Müsned, VI, 33, H4, 99, 127. Esasen sürekli olarak işe yönelmek ve çalışmak gerekli olan bir şey değildir. Hatta böyle bir şey insanlar için hoş karşılanmamıştır. (İnşirah Sûresi burada sona ermektedir. Allah'a hamd olsun). |
﴾ 8 ﴿