4Yemin olsun Biz, İnsanı gerçekten ahsen-i takvimde yarattık. Bu âyete dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız: 1- Ahsen-i Takvîm'de Yaratılan İnsan: "Yemin olsun ki Biz, insanı... yarattık" âyeti yeminin cevabıdır. "İnsan" ile kastedilen kâfirdir. Bunun Velid b. el-Muğire olduğu söylendiği gibi, Kelede b. Esîd olduğu da söylenmiştir. Buna göre âyet, öldükten sonra dirilişi inkâr edenler hakkında inmiştir. "insan" ile kastedilenin Âdem ve onun soyundun gelenler olduğu da söylenmiştir. "Ahsen-i takvım'de" âyeti ile, onun mutedil ve dengeli yaratılışı ile gençliğinin olgunluğu kast edilmektedir. Genel olarak müfessirler böyle açıklamışlardır. O varlıkların en güzelidir. Çünkü herşey yüzüstü (yürüyecek şekilde) yaratılmış olduğu halde yüce Allah insanı dimdik yaratmıştır. Onun akıcı bir dili vardır, elleri vardır, kendileriyle yakaladığı parmakları vardır. Ebû Bekr b. Tâhir dedi ki: O akıl ile süslü, ilâhi emri yerine getiren, ayırdedme gücü ile doğru yola iletilmiş olan ve boyu yukarı doğru uzayan, yediği herşeyi eliyle uzanıp alan bir varlık olarak yaratılmıştır. İbnu'l-Arabî dedi ki: Yüce Allah'ın insandan daha güzel bir yaratığı yoktur. Yüce Allah, onu canlı, bilgi sahibi, kudret sahibi, irade sahibi, konuşan, işiten, gören, işini çekip çeviren ve hikmetli bir şekilde davranan bir varlık olarak yaratmıştır. Bütün bunlar ise yüce Rabbin sıfatlarıdır. Bazı ilim adamları da bunları ifade etmişlerdir. "Allah Âdem'i kendi sureti üzere yaratmıştır" Buhârî, V, 2299; Müstim, IV, 2017, 21K3; Müsned, 11, 244, 251. âyeti da bu hususu beyan etmektedir. Bundan maksat da az önce sözünü ettiğimiz sıfatlarına (kısmen) sahih olması demektir. Bir rivâyetle; "Rahmânın sureti üzere" Taberanî, Kebir, XII, 430; Heysem", Mecma, VIII, 106 denilmektedir. Rahmânın müşahhas bir sureti nasıl olabilir ki? O halde geriye sadece bunların mana olarak anlamlan kalmaktadır. el-Mubarek b. Abdu'l-Cebbar el-Ezdi bize haber vererek dedi ki: Bize Kadı Ebû'l-Kasım Ali b. Ebi Ali el-Kadi el-Muhassin babasından haber vererek dedi ki: Îsa b. Mûsa el-Haşimi eşini pek çok severmiş. Bir gün ona: Eğer sen aydan daha güzel değilsen benden üç talâk ile boş ol, dedi. Hanımı kalkıp, ondan perde arkasına çekildi ve sen beni boşamış oldun, dedi. Çok zorlu bilgece geçirdi. Sabah olunca Mansur'un sarayına gitti, ona durumu haber verdi. Bu işe katlanamayacağını açıkladı. Bunun üzerine (Mansur) fakihleri huzuruna çağırdı, onlardan fetva isledi. Bütün hazır bulunanlar: Hanımı boş oldu, dedi. Ebû Hanife mezhebine mensub bir kişi müstesna, o susuyordu. Mansur ona: Sen ne diye konuşmuyorsun? dedi. Adam ona şu cevabı verdi: Rahmân ve rahim Allah'ın ismi ile; "Yemin olsun incire ve zeytine, Sina dağına ve şu emin beldeye ki; yemin olsun Biz İnsanı gerçekten ahsen-i takvimde yarattık." Ey mü’minlerin emiri! O halde insan eşyanın en güzelidir, ondan daha güzel hiçbir şey yoktur. Bunun üzerine Mansur, Îsa b. Mûsa'ya; Durum bu adamın dediği gibidir. Haydi hanımın yanına git, dedi. Ebû Cafer el-Mansur adamın hanımına da: Kocana itaat et, ona isyan etme, o seni boşamış olmadı, diye haber gönderdi. İşte bu insanın batınen, zahiren, görünüşünün güzelliği ve hilkatinin yapısı itibariyle Allah'ın yarattığı en güzel mahluk olduğunu göstermektedir: İçindekileriyle baş, birarada topladıklarıyla göğüs, ihtiva ettikleriyle karın, içinde sakladıklarıyla ferc, yakaladıklarıyla eller ve yüklenip taşıdıklarıyla ayaklar... Bundan dolayı filozoflar şöyle demişlerdir: Şüphesiz ki, insan küçük evrendir. Zira yaratılmışlarda bulunan her ne varsa onda toplanıp biraraya getirilmiştir. |
﴾ 4 ﴿