2Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı? "Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı?" Boşa çıkarıp, işe yaramaz hale getirmedi mi? Çünkü onlar öldürmek, esir almak suretiyle Kureyşlilere Beytullah'ı tahrib ve yıkmak suretiyle de Beyt'e karsı düzen kurmak istemişlerdi. Nakledildiğine göre Ebû Talib oğlu Abdullah'ı kendisinin bir atı üzerinde bu kuşlardan neler gördüklerini gözetlemek üzere göndermişti. Abdullah bu gelenlerin hepsinin başlarının yaralanmış olduğunu gördü. Atını hızlıca koşturarak, baldırının da üstünü açmış olarak geri döndü. Babası onun bu durumunu görünce, şüphesiz benim bu oğlum Arapların en ferasetli olanıdır, dedi. Çünkü baldırını ancak müjde getiren yahut korkutup uyarıcı bir haber getiren kimse açmıştır. Abdullah, seslerini işitecek şekilde onların meclislerine yaklaşınca: Ne haber diye sordular. O: Hep birlikte helâk oldular, diye cevab verdi. Bunun üzerine Abdu'l-Muttalib ve arkadaşları çıkıp gittiler ve kendilerine ait olan mallarını geri aldılar. Abdul-Muttaliboğullarının malları da o malların bir kısmını teşkil ediyordu. Bu olay sonucunda Abdu'l-Muttalib'in başkanlığı da en mükemmel halini bulmuş oldu. Çünkü o dilediği kadar sarı ve beyaz (altın ve gümüş) yüklenip döndü. Ondan sonra Mekkeliler çıkıp gittiler ve talanlarını yaptılar. Denildiğine göre, Abdu'l-Muttalib iki çukur kazdı ve bu çukurları altın ve mücevherat ile doldurdu. Daha sonra arkadaşı olan Ebû Mesud es-Sakafi'ye: Bu ikisinden dilediğin birini seç dedi. Arkasından insanlar Fil ashabının mallarından alabildikleri kadar aldılar. Bunun üzerine Abdu'l-Muttalib şunları söyledi: "Habeşlileri ve filleri Sensin engelleyen Halbuki onlar Mekke'de, dağlarda (hayvanlarını) otlatmışlardı. Biz onların (bizimle) savaşacaklarından korkmuştuk Onların herbir işinin çözümü oldukça zordu. Ey celâl sahibi! Sana şükürler ve hamdler olsun." İbn İshak dedi ki: Allah Habeşlileri Mekke'ye girmekten alıkoyunca Araplar Kureyşlileri daha bir tazim ettiler ve: Bunlar Allah'ın ehlidirler. Allah onların yerine savaştı ve düşmanlarının sıkıntılarına karşılık o onlara yetti, dediler. Abdullah b. Amr b. Mahzum da Fil ashabı hakkında şunları söylemiştir: "Rabbimiz, celil olan (ve Haremi) kirletmeyen Sensin Fil'i el-Muğammis'de engelleyen de Sensin Halbuki bundan önce birçok günahkâr kötülük yapmak istemişti de Sen onu baş aşağı çevirip bir kenara atılmış bir halde alıkoydun Onların kurtulmaları hatta nefes almaları mümkün olmadı." |
﴾ 2 ﴿