3

Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.

Said b. Cübeyr dedi ki: Bunlar semadan gelmiş kuşlardı. Daha öncesinde de, sonrasında da onlar gibisi görülmedi.

Cüveybir'in, ed-Dahhak'tan onun İbn Abbâs'tan rivâyetine göre, İbn Abbâs şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken dinledim: "Onlar (Ebabil) sema ile arz arasında pençeleri yuva yapan ve yavrulayan bir kuş çeşididir." Alûsî, Ruhu’l-Meânl, XXX, 237'de Hayatu't-Hayevan adlı eserden naklen; ed-Demirî, Hayatu't-Hayevan, Mısır I, 15te Saki b. Cübeyr'den naklen.

İbn Abbâs'tan dedi ki: Bu kuşların diğer kuşlar gibi gagaları, köpeklerin pençeleri gibi pençeleri vardı,

İkrime dedi ki: Bunlar denizden çıkmış yeşil kuşlardı. Başları yırtıcı hayvanların başlarına benziyordu. Bundan önce de bu kuşlar görülmemişti, daha sonra da görülmedi.

Âişe (radıyallahü anha) dedi ki: Bunlar en çok kırlangıç denilen kuşlara benzerler.

Aksine bunların kırmızı ve siyah olmak üzere Vatvât'a Vatvât: Arapça'da kırlangıç kuşuna da, yarasaya da verilen bir isimdir, (Bk. Ahterî Kebir). benzedikleri de söylenmiştir.

Yine Said b. Cübeyr'den şöyle dediği nakledilmiştir: Bunlar sarı gagalan olan yeşil kuşlardı. Beyaz oldukları da söylenmiştir. Muhammed b. Ka'b dedi ki: Bunlar siyah deniz kuşlarıydı. Gagalarında ve pençelerinde taşlar vardı.

Bunların misallerde örnek verilen oldukça garib Anka kuşları olduğu da söylenmiştir.

İkrime dedi ki: "Ebâbîl" toplu ve birarada demektir. Bunların biri diğerinin ardından gelen, birbirini takip edenler anlamında olduğu da söylenmiştir. Bu açıklamayı da İbn Abbâs ve Mücahid yapmıştır.

Bir diğer açıklamaya göre bunlar birbirlerinden farklı ve dağınık idi, Şuradan, buradan, her yönden geliyorlardı. Bu açıklamayı da İbn Mes’ûd, İbn Zeyd ve el-Ahfeş yapmıştır.

en-Nehhâs dedi ki: Bütün bu görüşler birbirleriyle uyum halindedir. Dile getirdikleri gerçek, gelen bu kuşların çok büyük kalabalıklar halinde olduklarıdır. Mesela; "(............): Filan Filana göre daha büyük ve daha çoktur" denilir. Bu lâfız; (........)'den türemiştir. "Ebabil"in tekili hususunda farklı görüşler vardır, el-Cevherî dedi ki: el-Ahfeş dedi ki: "(..................): Senin develerin Ebabil halinde -yani fırkalar halinde- geldi" denilir. "Ebabil kuşları (yani grub grub kuşlar)" da denilir. (el-Ahfeş) dedi ki: Bu, çokluk anlamında kullanılır ve tekili olmayan çoğullar kabilindendir. Kimisi de şöyle demiştir: Bunun tekili (........)'dir, (.........) gibi. Kimisi de -ki el-Müberred'dir-bunun tekili; (.......)'dir, "(........): Bıçak" gibi demiştir.

(el-Cevherî) -es-Sıfıah'dan başka bir yerde- dedi ki: Ben Arapların bunun tekilini bildiklerini tesbit edemedim. Bunun tekilinin: (........) olduğu da söylenmiştir. Ru'be b. el-Accac çoğulu kullanarak şöyle demiştir;

"Ebabil (halindeki) kuşlar oynadı onlarla

Onlar yenilmiş ekin yaprağı gibi edildiler."

el-A'şâ şöyle demiştir:

"Uzun bir hurma ağacı ile gövdesi taze ve yeşil, yeni boy atan bir hurma fidanı;

Üzerinde ötüşen sürü sürü kuşlar var."

Bir başka şair de şöyle demiştir:

"Bineğim neredeyse seslerden yıkılıverilecekti,

Yer ebabil (büyük fırkalar) halinde hepsi de atlı kimselerle (ırmak gibi) aktığında."

Bir başka şair de şöyle demiştir:

"Onların davetçiye süratlice koştuklarını görürsün, sanki onlar

Müsahhar bir bulut altında kuş ebabilleri (kalabalıkları) imiş gibi."

Beyitin mn kelimesinin "müsahhar" olma ihtimalini ilaha yüksek bulan, Arapça baskıyı hazırlayanların düştükleri notu gözönünde bulundurularak böyle terceme ettik.

el-Ferrâ' dedi ki: Bunun kendi lâfzından tekili yoktur. er-Ruâsî -ki güvenilir birisi idi-'nin iddiasına göre o, bu kelimenin tekilinin (be harfi) şeddeli olarak "ibbâle" şeklinde kullanıldığını işitmiştir. el-Ferrâ'' ise şeddesiz olarak "ibâle" kullanımını nakletmiş ve şöyle demiştir; Ben Araplardan birisinin: "Bir demet odun üzerinde yaşı kurusuna karışmış bir demet ot" dediğini duydum ki o; bulluk üzerine bolluk demek istemiştir. el-Ferrâ'' dedi ki: Şayet bir kimse (tekilinin): şeklinde kullanıldığını söyleyecek olursa bu da doğrudur. "Dinar" kelimesinin çoğulunun "denânir" gelmesi gibi.

İshak b. Abdullah b. el-Haris b. Nevfd dedi ki: Ebabil lâfzı: " Bölük bölük olmuş develer" tabirinden alınmıştır.

3 ﴿