5

"Ki o insanların göğüslerine hep vesvese verip durandır."

Mukâtil dedi ki: Şeytan bir domuz suretindedir. Damarda kan nasıl akıyorsa o da Âdem'in oğlunda Öylece akar. Yüce Allah bu hususta ona imkan vermiştir. İşte yüce Allah'ın:

"Ki o, İnsanların göğüslerine hep vesvese verip durandır." âyeti bunu anlatmaktadır.

Sahih'de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan şöyle buyurduğu nakledilmektedir: "Şüphesiz şeytan Âdem oğlunun içinde kanının aklığı gibi akar." Buhârî, II, 717, III, 1195, V, 2296; Tirmizî, III. 47S: Dârimi, II, 411: Müsned, III. 2«î. 309. İşte bu, Mukâtil 'in söylediğinin sahih olduğunu göstermektedir.

Şehr b. Havşeb, Ebû Sa'lebe el-Huşenî'den şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Ben yüce Allah'a bana şeytanı ve Âdemoğlunun bünyesindeki yerini göstermesini diledim. Onu gördüm. Şeytanın elleri onun ellerinde, ayakları ayaklarında, diğer şubeleri onun bedeninde idi. Şu kadar var ki, onun köpeğin burnu gibi bir burnu vardı. Allah'ı zikredecek olursa şeytan siner ve geri çekilir. Allah'ı Zikretmeyip susarsa onun kalbini yakalar.

Ebû Sa'lebe'nin bu açıklamasına göre, Âdemoğlunun vücudunda dal budak salmış olmaktadır. Yani Âdemoğlunun herbir azasında onun da bir parçası vardır.

Abdurrahman b. el-Esved'den yahutta tabiinden onun dışında birisinden -yaşı ilerlemiş iken- şöyle dediği rivâyet edilmektedir: Ben hayasızlık işlemekten kendimi emniyette hissetmedim. Şeytanın bu hususta beni galeyana getirmeyeceğinden yana nasıl emin olabilirim?

İşte bu ifadeler şeytanın insan vücudunda dal budak salmış olduğunu göstermektedir ki, Mukâtil 'in sözünün ifade ettiği mana da budur.

Şeytanın vesvese vermesi ise, gizli bir söz ile kendisine itaat etmeye çağırmışıdır. Bundan anlaşılan şu ki: Sesi açıkça duyulmaksızın kalbe ulaşır.

5 ﴿