14

Bu münâfıklar inananlarla karşılaştıkları zaman, “Biz de îman ettik.” derler. Ancak şeytan tıynetindeki kendi liderleriyle baş başa kaldıklarında ise, “Hiç şüphesiz biz sizinle beraberiz, biz îman edenlerle sadece alay edip eğlenenleriz.” derler.

“Bu münâfıklar inananlarla karşılastıkları zaman, (.......) derler” . İmâm Ebû Hanîfe, bu âyeti, (.......) olarak okumuştur. Nitekim, birini ona yakın bir şekilde karşıladığın takdirde, (.......) ve (.......) denilir.

İlk âyet münâfıkların mezhebini ya da görüşlerini ve onların nifak durumlarını açıklamaktadır. Şimdi tefsirini yapmakta olduğumuz bu âyet ise, müNâfikların mü'minlere karşı sergiledikleri tavır ve tutumlarını, alay ve eğlenme hallerini ele alıyor. Görünüşte sanki onların dostları imişler gibi onları karşılarlarken, aynı zamanda onlarla beraber hareket ettikleri ya da etmedikleri noktasını açmamaları, mübhem kalmaları bunu gösteriyor.

Ancak şeytan tıynetindeki kendi liderleriyle baş başa kaldıklarında ise...” Buradaki, (.......) kelimesi, (.......) ve (.......) cer edatlarıyla kullamlabilmektedir.

Meselâ: (.......) veyaOnunla baş başa kaldım.” demektir ki bu, bir kimse ile birebir baş başa olmak manasındadır. Ancak, (.......) edatıyla kullanılması daha çok mübalağalıdır. Çünkü (.......) edatı kullamlınca, “Başından sonuna kadar...” demek olur. Dolayısıyla bunun manası, “Müzminlerden ayrılıp tamamen ve baştan sona şeytan tıynetindeki (aynı görüşte oldukları) liderleriyle bire bir baş başa kaldıklarında...” olur. Aynı zamanda, (.......) fiilinin dat harfiyle “geçti” manasında olması da mümkündür.

“Şeytanları” ifadesinden kasıt; azgınlık ve sapkınlıklarında şeytanlara benzeyen, şeytanlaşan kimseler, demektir. Bunlar da Yahûdîlerdir.

İmâm-ı Sîbeveyh'e göre, (.......) kelimesindeki (.......) harfi kelimenin bünyesindendir, aslidir. Çünkü bu kelimenin fiil şekli pları, (.......) fiilinde (.......) harfi bulunmaktadır. Yine ondan gelen bir görüşe göre bu (.......) zâidedir. Eğer kelime, “uzak oldu.” anlamında ise, (.......) kelimesinden türemiş demektir. Çünkü şeytan salâhtan ve hayırdan uzaktır. Ya da kelime, (.......) harfiyle (.......) kelimesinden türetilmiştir. Bu da “bâtıl oldu.” manasına gelir. Nitekim şeytanın adlarından biri de Bâtıl'dır.

Hiç şüphesiz biz sizinle beraberiz.” Biz sizin dostlarınızız ve sizin inancmızdayız, sizin dininiz üzereyiz.

Dikkat edilecek olunursa bu âyette, mü'minlere hitapta bulunurlarken münâfıklar, “fiil cümlesiyle” durum anlatılıyor. Halbuki kendi şeytanlarıyla hitaplarında isim cümlesini kullanmışlardır. Hem de bu, (.......) ile de te'kit olunmuştur. Çünkü münâfıklar mü'minlerle olan konuşmalarında, kendilerinde îman denen şeyin var olduğunu söylemekle birlikte, îman konusunda tevhit ehli olduklarına ilişkin olarak bir şey söylemiyorlar. Bu da şu nedenlerden olabilir:

Ya bizzat kendileri buna uygun değiller, yani mü'minlerle aynı şeyi paylaşmamalarındandır. Çünkü bunlara akidelerinde herhangi bir muharrik (harekete geçiren, yönlendiren) bir sebep yoktur veya münâfıklar bunu te'kit ve mübalağa ifadeleriyle de söylemiş olsalar bile mü'minler tarafından doğru kabul edilmeyeceklerini bilmelerindendir. Bunlar Ensar ile Muhacirin'in tam ortasında bulunurlarken durumları bilindiği hâlde onların mü'minler olarak kabul görmesi hiç olacak şey mi? Fakat münâfıkların kendi yoldaşlarıyla hitapları, konuşma ve görüşmeleri bir arzu ve isteğin sonucudur. Onlar tarafından kabul görmektedirler. İşte bu, te'kit ve teyidin olması gereken yerdir.

Biz îman edenlerle sadece alay edip eğlenenlerız, derler.” Bu ifade, “Biz sizinle beraberiz.” görüşünü te'kit içindir. Çünkü bunun manası, Yahûdîlikte sebat edip kalmak, onda karar kılmaktır. Kaldı ki, “Biz îman edenlerle sadece alay edip eğlenenleriz.” ifadesi, İslâm'ı reddetmektir. Onların İslâm ile bir bağlarının olmadığını ortaya koymaktadır. Çünkü herhangi bir şey ile alay eden, eğlenen kimse ya da kimseler, o şeyi hafife alıyor, küçümsüyor ve inkâr ediyor demektir. Onun varlığını reddetmektir, Bir şeyin zıddmı reddetmek demek, onun varlığını pekiştirmek manasındadır.

Veya bu bir başlarıgıç ya da giriş cümlesidir. Sanki münâfıkların yoldaşları, müNâfikların, “Biz sizinle beraberiz.” söz ve davranışlarından ötürü onlara itirazda bulunarak, “Mademki bizimle berabersiniz, neden dolayı onlara muvafakat ediyorsunuz, onların yanına gidip geliyorsunuz?” der gibi bir mana çıkıyor. İşte münâfıklar da, “Biz îman edenlerle sadece alay edip eğleniyoruz.” şeklinde karşılık vermiş oluyorlar.

İstihza; alay edip eğlenmek, küçümsemek, aşağılamak, demektir. Esasen kelime, “hafiflik, basitlik” kökünden alınmadır.

(.......) kelimesi (.......) ten, (.......) da, (.......) bu da hızlı ve ani ölüm manasındadır. (.......), “Olduğu yerde cansız düşüp ölmek” .

14 ﴿